Page 292 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 292
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ İMA / 283 [1243]
1919) Ahmet Hilmi (Kalaç*) ve Nuh Naci ra evini Mehmetbeyoğlu ailesine satarak
(Yazgan*) Beylerle birlikte Kayseri Dele- Adana’ya taşınmıştır. Kayseri’de Atatürk
gesi olarak katıldı. İki eşi ve altı çocuğu Evi bu aileden kamulaştırılarak restoras-
vardı. yonu yapılıp müze olarak tanzim edil-
Kaynakça: Güneş, TPT (I. ve II. Meşrutiyet),s. miştir.
245; Hikmet Denizli, Sivas Kongresi Delegele- MEHMET ÇAYIRDAĞ
ri ve Heyet-i Temsiliye Üyeleri, Ankara 1996,
s. 154-155. İMAR HAREKETLERİ
YAYIN KURULU Tarihçe
Kayseri, Anadolu Selçuklu geleneğinde
İMAMZADE REŞİT AĞA belli bir çehreye sahip, külliyelerin hâki-
İmamzade ailesinden Raşit Ağa, 19-20 miyetinde gelişen bir Selçuklu-Osmanlı
Aralık 1919’da Sivas Kongresi’nden sonra şehri olma özelliğini yüzyıllar boyu koru-
Atatürk’ün Kayseri’ye ilk gelişinde, onu du. Kayıtlı bilgilerin elimizde olduğu
evinde iki gün misafir etmiştir. Raşit Ağa, Osmanlı Dönemi’nde her türlü imar faa-
Kayseri’nin esnaf ve eşrafından olup, liyeti belli bir hukuki kaideye dayanmak
şehrin ileri gelenlerinden Yunus Bey’in zorundaydı. Bir yapının gerek imarında,
oğludur. Kardeşinin birisi olan İmamza- gerekse yeniden tamiri sırasında keşfin
de Mehmet Bey*, Diğer kardeşi İmamza- yapılması ve gerekli müsaadenin alınma-
de Ömer Mümtaz Bey’dir*. sı zorunluydu. Osmanlı şehirlerinde
Raşit Ağa Sivas’tan hareketle 19 Aralık resmî tamirat ve inşaat çalışmaları mi-
1919’da, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i marbaşının başında bulunduğu hassa mi-
Hukuk Cemiyeti’nin Heyet-i Temsiliye marları teşkilatı aracılığıyla yürütülürdü.
reisi olarak Ankara’da Türkiye Büyük Mimarlar, özel inşaatları kontrol ve niza-
Millet Meclisi’ni açmak üzere Kayseri’ye ma uygun olmayanları yıktırmak yetkisi-
gelen Atatürk ve bir kısım Heyet-i Temsi- ne sahiptiler. Bu konuda en büyük yar-
liye üyelerini, şimdi Atatürk Evi olarak dımcıları kadılardı. Mesela Kayseri mer-
düzenlenmiş evinde misafir etmiştir. Ra- kezde Yuvan ve Murad adlı şikâyetçiler,
şit Ağa’nın evinde Atatürk’le beraber ar- Malkoç Bey’in kendi duvarlarının dibin-
kadaşı Mazhar Müfit (Kansu) de kalmış- de kazdığı çukurun, duvarlarına zarar
tır. Sivas’tan üç otomobille gelen diğer verdiği iddiasıyla davacı olmaları üzerine
üyeler, Kayserililere ait evlerde misafir mahkeme, durumun keşfi için mimarba-
olmuşlardır. Atatürk’ü ve arkadaşlarını şını mahalline göndermiş ve zararın tes-
elinden geldiği kadar en iyi şekilde ağırla- piti üzerine Malkoç Bey çukur kazmak-
yan Raşit Ağa, bu hizmetine karşılık onla- tan men edilmiştir.
rın takdir ve teşekkürleri ile karşılaşmış- Kayseri XX. yüzyıl başlarında bir Orta
tır. Sabah kahvaltısında bal, kaymak, yağ Çağ kenti görünümündeydi. İmar açısın-
dâhil mükellef bir sofra donatan Raşit dan çevresindeki Yozgat, Kırşehir, Nev-
Ağa’ya Mustafa Kemal Paşa “Raşit Ağa, şehir ve Niğde’den dahi daha geri ve ba-
biz bunları her zaman yiyoruz. Hani ner- kımsız bir durumda olan kent, “iç şehir”
de Kayseri’nin meşhur yumurtalı ve “dış şehir” adıyla iki kısımdan oluş-
pastırması?”diye takılınca Raşit Ağa maktaydı. İç şehir, on dokuz mahalle ve
“Aman efendim, vallahi unutmuşuz he- üstü kapalı büyük bir çarşıyı (kapalı çar-
men!” diyerek beş dakikada yumurtalı şı) içine alan surla çevrili bir alandı. Bu
pastırmayı hazır etmiştir. Mazhar Müfit surdan Kiçi Kapı*, Sivas Kapısı*, Yeni
Kansu hatıratında, “biz bunları her za- Kapı*, Boyacı Kapı* ve Meydan Kapı* a-
man yiyoruz” diyen Mustafa Kemal Pa- dıyla anılan kapılarla dış şehre çıkılmak-
şa’nın kendisine göz kırptığını, zira ta, bu surun dışında kalan mahalle ve kı-
Erzurum’dan beri çay ve sayılı peksimet- sımlara da “dış şehir” denmekteydi. Dış
ten başka bir şey görmemiş oldukların- şehir sonradan kurulduğu için, önceden
dan bahsetmiştir. kurulmuş geniş alanları kaplayan mezar-
Raşit Ağa bu hadiseden on yıl kadar son- lıklar, dış şehrin içinde yer alıyordu. Bu