Page 430 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 430
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ KÂM / 421 [1381]
söylenebilir. Kuzeydeki kapıdan girilince yapraklarından oluşan iri bir kıvrımdal
güney-kuzey doğrultuda tasarlanmış dik- kabartması işlenmiştir. Ortadaki kartu-
dörtgen bir koridora geçilmektedir. Bu şun yazıları tahrip edildiği için yalnız aşa-
koridorun güneydoğu köşesinden başla- ğıda 1321/1903 tarihi okunabilmektedir.
yan merdivenle ikinci kata çıkılmaktadır. Pencerelerin tamamı dikdörtgen biçimli
Koridorun doğu ve batı taraflarında birer ve düz lentolu olarak düzenlenmiştir.
büyük oda bulunmaktadır. Doğu tarafta- YILDIRAY ÖZBEK
ki odanın doğu ve güney duvarlarına bi-
rer pencere açılmıştır. Batı taraftaki oda- KÂMÎ YAHYÂ EFENDİ
nın kuzey duvarına iki, batı duvarına da Şair, kadı, müderris (Kayseri, ? – 1715/1716).
bir pencere açılarak aydınlatılmaya çalı- Sâlim’in Tezkiretü’ş-Şu’arâ isimli eserin-
şılmıştır. Batı taraftaki odanın güney du- de verilen bilgilere göre Kayserilidir. İsmi
varı bir kemerle boşaltılarak güney taraf- Yahyâ’dır. Kayseri bilginlerinden okuduk-
taki dikdörtgen bir mekânla bağlantısı tan sonra İstanbul’a gidip, Şeyhü’l-İslam
sağlanmıştır. Bu mekâna biri güneyden, Mîrzâ Mustafa Efendi’ye bağlanarak on-
diğeri doğudan olmak üzere iki kapıdan dan okudu ve hayatının sonuna kadar
girilmektedir. Üst katta da alt kat plânı Mustafa Efendi’nin himâyesinde kaldı.
tekrar edilmiş olmakla birlikte doğudaki Müderrislik mesleğini tercih etti ve Mîrzâ
oda (sınıf) doğu batı doğrultuda atılmış, Efendi’nin yardımlarıyla tüm dereceleri
batı taraftaki oda ise güney-kuzey doğrul- katetti. 1695’te Lütfî Bey, daha sonra Mer-
tuda atılmış bir duvarla ikiye bölünmüş- dümiyye, Ferhad Paşa, Feyziyye, Piyâle
tür. Doğudaki sınıfın doğu ve kuzey cep- Paşa, Sahn-ı Semân, Sinân Paşa gibi med-
reselerde müderrislik yaptı. 1712’de Diyar-
helerine ikişer, güney cephesine ise üç
pencere açılmıştır. Ortadaki koridorun bakır kadılığına getirildi. 1714’te azledil-
dikten sonra Şeyhü’l-İslam Mîrzâ Mustafa
güney ve kuzey duvarlarına birer pencere Efendi’nin fetvâ emîni oldu. Bu görevden
açılmış, kuzey cephedeki pencerenin ü-
zerindeki kartuşa da Maşallah 1321 iba- de azledildikten sonra Edirne’de Musâhip
Mustafa Paşa yanında bulundu. Musâhip
resi işlenmiştir. Batıdaki sınıfın ise batı ve Mustafa Paşa’nın kaptân-ı deryâlığı esna-
kuzey duvarına ikişer pencere açılmıştır. sında ise Donanma-yı Hümâyûn ordu ka-
Batıdaki sınıfın güneyindeki mekânın gü- dılığı yaptı. 1715-16 tarihinde İstanbul’da
ney, doğu ve batı duvarında birer pencere vefat etti.
yer almaktadır. Okulun batı cephesinde- Türkçe, Arapça, Farsça dillerini ileri de-
ki giriş kapısının önünde kare kesitli üç recede bilen, münevver, nüktedân, edip,
ayağa atılmış iki kemerin meydana getir- zarif birisidir. Gazel, kaside, rubâî vb.
diği bir giriş revağı yer almaktadır. Bu nazım şekillerinde kaleme aldığı birçok
revağa zeminden 11 basamaklı bir merdi- şiiri vardır. Şiirleri sadedir. Şiirlerinden
venle ulaşılmaktadır. Revak ayaklarından birkaç beyti aşağıya alıyoruz:
ortadakinin üzerinde akant yapraklı kar-
tuş içine “Maşallah” ibaresi yazılmıştır. Zâl-i dehrin burûc-ı eflâke
Revağın arkasındaki kapı, duvardaki Düzdügi tôpdur bu şems ü kamer
konsollara oturan yuvarlak kemerli bir Bozmağiçün nizâm-ı eflâki
niş içine alınmıştır. Kapı kemeri yuvarlak Birin ahşam atar birini seher
olup kemer yüzeyi dişli frizlerle hareket- * *
lendirilmiştir. Kapı söveleri iki yandan Nola dûr oldu ise dîdeden genc-i nihânız
duvara gömülü sütuncelerle sınırlandırıl- biz
mıştır. Sütunceler kompozit başlıklarla Anuñçün sâha-yı âlemde bînâm u nişânız
süslenmiş, kapı kemeri üzerine de ke- biz
merde olduğu gibi dişlerle süslenmiş bir Sâlim Efendi, tezkiresinde, Kâmî için
yatay friz eklenmiştir. Frizle tavan arasın- söylediği şu beyti de kaydetmiştir:
da kalan yüzeye ortaya dikey dikdörtgen Hayf o nâkâm-ı cihâna şâd u handân
bir kartuş, kartuşun iki yanına da akantüs olmadı