Page 434 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 434
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ KAM / 425 [1385]
yen bir durum olmasına rağmen karı ve cı ile alınan önlemlerin başında şüphesiz
koca evliliği sürdüremeyecekleri kanaati- mahallelerde veya köylerde ikamet e- Rebiülevvel 1231 (10
Şubat 1816) tarihli
ne vardıkları takdirde boşanma işlemi denlerin birbirlerine karşılıklı olarak ke- yüce ferman üzerine
gerçekleşmekte idi. İslam hukukuna gö- fil tutulmaları hususu olmuştur. Bunun silah sahiplerinden
re üç şekilde boşanma bulunmakta idi. bir sonucu olarak da sosyal kontrol (inzibatta görevli)
Birincisi kocanın tek taraflı bir irade be- mekânizması gelişmiştir. Osmanlı toplu- Kara Mehmet Ağazâde
yanıyla karısını boşaması (talak) ki bu du- munda, bireyler yaşadıkları mahalleye Hacı Ali Ağa bu işe
rumda koca karısının mehirini ödemek göre tanımlanmıştır. Ayrıca mahalle memur tayin edilip,
zorundadır, ikincisi, eşlerin anlaşarak merkez tarafından malî bir birim olarak memleketin ulemasın-
boşanması (muhâlea veya hul’) durumu- vasıflandırılmış ve orada yaşayan kişiler dan Hacı Vahdi Salih
dur ki muhâleada çoğu zaman kadın bo- toplu olarak belli bir meblağdan sorum- Efendi ve Müftü Hacı
şanmayı talep ettiğinden mehirinden vaz- lu tutulmuştur. Bu da kişilerin birbirleri- Halil Efendi ve
geçmektedir, üçüncüsü ise evlilik hayatı- ni karşılıklı olarak denetlemesini pekişti- G ö z ü b ü y ü k z â d e
nı sürdürmenin imkânsız olduğu durum- ren bir unsur olmuştur. Merkeze karşı İbrahim ve Bahçe-
lardır ki genellikle kadının mahkemeye mahalle sakinlerinin ortaklaşa sorumlu cizâde Mehmed Efen-
müracaatı ve şer’i hükümlere göre karar oldukları alan sadece vergi konusuyla sı- diler ile memleketin
veren sancak veya kaza kadısının kararı nırlı kalmamıştır. Burada, Osmanlı ceza ileri gelenlerinden
ile gerçekleşen boşanmadır (tefrik). Ko- hukuku bakımından birtakım sorumlu- Güpgüpzâde Hacı
cada hastalık ve kusur olduğu zaman ka- lukların söz konusu olduğunu belirtmek Bekir Ağa ve Fevzi
dın boşanabiliyordu. Mesela; H 1078 (M gerekir. Bilindiği üzere İslam hukuku ve Efendizâde Fethullah
ve Osman Efendioğlu
1667-1668) tarihinde Kayseri’de iki cü- Osmanlı tatbikatı açısından suç ve ceza- Molla Zâhid Efendiler
zamlı erkek hastanın eşleri mahkemeye lar temelde üç grupta mütalâa edilmiştir. ve Abbasizâde Salih
başvurarak boşanmışlardı. Hamurcu Birincisi: had cezaları (iffete iftira, hırsız- Ağa ve Kığlamazzâde
Mahallesi’nden Ömer bin Ahmed’in eşi lık, zina, yol kesme gibi), ikincisi: şahsa Derviş Mustafa Ağa ve
Hatice bint-i Abdurrahman kocasının karşı işlenen cürümlerdir. Üçüncüsü de Zıllızâde Abdullah
cüzam hastası olması sebebiyle mehir ve bunların dışında kalan ta’zîr ve siyaset Efendi ve Mevlevi
nafaka ücretinden vazgeçerek ve kocası- cezalarıdır. İşte ta’zîr ve siyaset cezaları- Dergâh-ı Şerifi’nin
na üç kuruş nafaka vererek boşanmak is- nın takdiri hâkime ve zamanın sınırlı yet- şeyh ve postnişini
tediğini belirterek mahkemeye müracaat kili yasama organı olan ülü’l-emre bıra- Şeyh Abdülkadir
etmiştir. Burada dikkat çeken husus kadı- kılmıştır. Cezaları takdir eden kadılar, Efendi gibi şahsiyetle-
nın kendi nafaka ve mehirinden vazgeç- şeriatı tedvîn etmekle mükellef, ictihad- rinden oluşan bir
mesinin yanı sıra, eşine nafaka vererek larında tamamen serbest birer devlet heyet teşkil edilerek
boşanmasıdır. Aynı tarihteki diğer bir bo- memuru idiler. Hüküm ve kararlarında bahsi geçen meblağın
şanma işi de, Musa Gazi Mahallesi’nde hiç kimseye danışmak mecburiyetinde elde edilmesi ve
Abide bint-i Hüseyin isimli kadının koca- değildirler. Bununla beraber belirtilmesi toplanmasına gayret
sı Mustafa bin İbrahim’e dava açarak, gereken diğer bir husus da, Osmanlı hu- gösterilmiştir.
Mustafa’nın cüzam hastası olması sebe- kukunda ceza yargılamasının, kişi hak ve Kaynakça: A. Nazif, Mir’ât
(Palamutoğlu), s. 169
biyle hâli ve sıhhatinin olmadığını ve zev- hürriyetlerini korumanın yanında, niza-
ciyet muamelesine iktidarı olmadığını i- mı da korumaya yönelik olduğu gerçeği-
fade ederek, iki bin akçelik mehirinden dir. Nitekim bir mahalle veya köyde
feragat ettiği ve küçük kızı Haticeyi nafa- yahut bir kervansarayda faili meçhul
kasız olarak kabul edip bu şartlarla bo- bir cinayet işlendiği takdirde, o yerin
şanmak istediğini belirtmiştir. halkı ya suçluyu bulur veya özel olarak
Osmanlı merkezinin önemle üzerinde yapılan yargılama sonucunda ölünün
durduğu konuların başında, genel gü- kan bedelini ödemek zorunda kalırdı.
venliğin sağlanması hususu gelmiştir. Bu Bu ve benzeri durumlar mahalle sakin-
çerçevede Osmanlı’da en küçük idarî bi- lerinin, birbirlerini denetlemeyi ve bir-
rim olan mahalle veya köy sakinleri ara- birlerinden haberdar olmayı gerekti-
sında ortak sorumluluğun oluşturulması ren bir ilişkiyi sürdürmelerini zorunlu
ön plâna çıkmıştır. Şehir içi güvenlik söz hâle getirmiştir. Diğer taraftan da Os-
konusu olduğunda, bunu sağlamak ama- manlı Devrinde, ahlak kitaplarında kla-