Page 436 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 436

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                         KAM / 427 [1387]


           Hac Ömer, Mehmed bin Ahmed ile an-  Ali hakkında, eşine hıyanet kastıyla evine
           nesinden  şikâyetle,  Mehmed’in  gecele-  girdiği  iddiasıyla  davacı  olup,  davasını
           yin kapısına katran sürdüğü, küfür sözler   şahitlerin  şahitlikleriyle  ispat  etmiş  ve
           sarf  ettiği,  taşla  hücum  ettiği  iddiasıyla   ayrıca Mahmud’un sû-i hâl sahibi oldu-
           davacı  olup,  keyfiyetlerinin  bî-garaz   ğu ve hatta hakkından gelinmesi gerekti-
           müslimînden sorulmasını talep etmiş ve   ğini mahallelinin şehadetiyle tescil ettir-
           bunun üzerine mahalleli davalıların sû-i   mişti. Akabinde, Osman mağdur olan e-
           hâl sahibi olduklarına şahitlik etmişlerdi.   şinin keyfiyetinin dahi mahalle ahalisin-
           Bununla birlikte sû-i hâlde olduğu gibi,   den  sorulması  ve  durumunun  tescilini
           kişinin hüsn-i hâlinin tespit ve tescilinde   talep  etmişti.  Mahalleli,  Osman’ın  eşi
           de  mahallelinin  referans  olduğuna  dair   hakkında  kendi  hâlinde  olduğu,  hilâf-ı
           kayıtlar  sicillerde  yer  almaktadır.  Nor-  şer’  evzâ  ve  etvârının  işitilmediği,  sû-i
           malde kişinin hüsn-i hâl sahibi olduğu-  hâlini  görmedikleri,  saliha  ve  mestûre
           nun tescil edilmesinin hukukî bakımdan   bir hatun olduğu şeklinde hüsn-i hâline
           bir zorunluluğu yoktur. Ancak bu husus,   şahitlik etmişlerdi.
           hakkında sû-i hâl sahibi olduğu şeklinde   Aydoğdu Mahallesi’nden Narhatun bint-
           bir suçlama söz konusu olunca, iddianın   i Sibin adlı  zimmî kadın, Kayseri subaşı-
           aksinin ispatlanmasıyla ortaya çıkan bir   sı Şahin Ağa ibn-i Abdullah huzurunda
           durumun  neticesi  olarak  karşımıza  çık-  büyük  kızı  Sultan  bint-i  Bogas’ın  kendi
           maktadır.  Nitekim  Haziran  1676  tarihli   hâlinde  olup  kimseyle  alakası  olmadığı
           belgede, şehir subaşısı Mustafa Bey, Ye-  hâlde,  ona  iftira  atıldığını    ve  kızının
           nice  Mahallesinden  Saliha  bint-i   hüsn-i hâlinin mahkemede kendi mahal-
           Ömer’in  ecnebilerden  olan  kimselerle   lesinde bulunan zimmî kişilerin şahitliği
           görüştüğü ve fiil-i şenî’ eylediği şeklinde,   ile  tescillendirmiştir.  H  Cemaziyelahir
           hakkında  vuku  bulan  şikâyetler  olduğu   1061  (M  Mayıs-Haziran  1651).  Müslü-
           gerekçesiyle  mahkemeden  tahkikini  ta-  manlar  gibi  zimmîler  de  eğer  suçlayan
           lep etmiş, mahkeme durumu mahalleli-  kişi bunu ispat edemezse suçsuz olduğu-
           den  sorduğunda,  mahalle  ahalisi   na  dair  yemin  etme  izni  verilmekteydi.
           Saliha’nın  şimdiye  kadar  sû-i  hâlini  ve   Suçsuzluk yemini ile resmî olarak temize
           zemm-i ef’âlini görmediklerini ve işitme-  çıkabilmekte  idi.  Zimmîlerin  yeminleri
           diklerini, kendi hâlinde, ırzı ile mukayyet   kendi  inançlarına  göre  şöyle  idi:
           iyi  bir  hatun  olduğu  şeklinde  hüsn-i   “Bil’llâhi’llezî enzele’l-İncîle alâ aheyhi’s-
           hâline  şahitlik  etmişlerdi.  Bununla  bir-  selam”.
           likte, kişinin hüsn-i hâl sahibi olduğunun   Kayseri ahalisinden Veli Çelebi bin Dur-
           mahkemece  tescil  edilmesinin  gerektiği   muş,  Hüseyin  bin  Emrah  adlı  kişinin
           durumlar da olmaktaydı. Hakkında sû-i   Boyacı  Kapısındaki  dükkânına  hırsızlık
           hâl sahibi olduğu iddiasıyla kendisinden   için girip büyük bir kazanı aldığını belir-
           davacı  olunan  kimsenin  aksi  durumu-  tince  Hüseyin  mahkemede  bu  durumu
           nun yani hüsn-i hâlinin mahkemede ma-  inkâr  etmiş  ve  teklif  olunduğunda  bu
           hallelinin  şahitlik  etmesiyle  sonuçlan-  kazanı almadığına dair yemin etmiştir. H
           ması bir dava sürecinde neticelenirken,   11 Cemaziyelevvel 1066 (M 7 Mart 1656).
           bazen de mağdur olan kimsenin hüsn-i   İhraç  talebinde  bulunan  mahalleli,  doğ-
           hâlinin tescili de gerekli görülmekteydi.   rudan doğruya mahkemeye gelerek, da-
           Böyle  bir  işlem,  onun  gerçekte  mağdur   vacı olduğu şahıs veya şahısların mahal-
           olduğu  bir  konuda  sonradan  herhangi   leden ihracını, işledikleri suçlar yani sû-i
           bir suçlamayla karşı karşıya kalmasının   hâlleri karşılığında bir ceza olarak veril-
           ve töhmet altında bırakılmasının önlen-  mesini talep etmişlerdir. Böyle bir talep-
           mesine  yönelik  olduğu  görülmektedir.   te, mahalle ahalisi, özellikle davalıya is-
           Mesela; 6 Ekim 1651 tarihli belgede, Has-  nat ettiği suçlamaları yukarıda örneklen-
           bek  Mahallesi’nden*  Osman  bin  Meh-  dirdiğimiz  sû-i  hâlin  tespitinde  olduğu
           med, aynı mahalleden olan Mahmud bin   gibi ortaya koyar ve mahkemeden ihraç
   431   432   433   434   435   436   437   438   439   440   441