Page 399 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 4
P. 399

[1830] 390 / MEŞ                   KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                                                         büyük  Selçuklu  ordusunu  mağlup  eden
                                                                         Moğol kuvvetleri, Sivas üzerinden Kayse-
                                                                         ri’ye gelmiş, onlar karşısında iki Selçuklu
                                                                         kumandanın  komutasında  savunma
                                                                         cesaretini  gösteren  şehri  muhasaraya
                                                                         başlamışlardır.  Şehri  kahramanca  savu-
                                                                         nan Kayserililer, Moğol ordusu karşısın-
                                                                         da  zafer  kazanmak  üzereyken  şehirdeki
                                                                         görevlilerden  bir  Ermeni  dönmesinin
                                                                         ihaneti neticesi Moğollar bütün vahşilik-
                                                                         leri ile Sivas Kapısı*ndan şehre girmişler-

         Meşhed ovasının doğusunda zamanımıza kadar gelen Meşhed ini harabeleri  dir.  Şehirde  büyük  bir  katliama  ve  yağ-
                                                                         maya girişen putperest vahşiler, asker ve
                                    Olaylara  şahit  Selçuklu  tarihçisi  İbn   gençleri  esir  edip  birbirine  bağlayarak
                                    Bibi’nin o günleri tasviri şöyledir: “Meş-  Meşhed Ovası’na götürmüşler, kalanları
                                    hed Meydanı’nda bulunan sahaya o kadar   öldürüp şehri ateşe vermişlerdir. Moğol-
                                    Rumlu  (Anadolulu),  Uçlu  (sahillerden),   lar kendilerine teslim olmayanlara böyle
                                    Gürcü, Frenk, Rus ve Kıpçak toplandı ki   yapıyorlardı. Esirlerin birçoğunu da Meş-
                                    o  topluluğun  önünü  sonunu  görmek   hed Sahrası’nda öldürdükten sonra kadın
                                    imkânsız oldu. Onlardan bazıları, kılıcın   ve  çocukları  aralarında  paylaşıp  dönüş
                                    kabzası, bayrağın alemi gibi altın ve çelik-  yolunu tuttular.
                                    le süslenmiş olarak bayram yerinde top-  1276 yılında Moğollar’a karşı isyan eden
                                    landılar. Her biri Hazret-i Sultan’ın huzu-  Hatiroğlu Şerefeddin*, Meşhed Ovası’nda
                                    runda  birer  hüner  göstermeye  başladı.   askerleri ve bayrakları ile isyana kalkışıp
                                    Sultan, padişahlara mahsus murassa eyer-  Kayseri’de  kaleye  sığınmış  bulunan  Sul-
                                    li,  başlığı  ve  gemi  mücevherlerle  süslü   tan  III.  Keyhüsrev  ve  Selçuklu  devlet
                                    olan  atına  bindi.  Keyyânî  (İranî)  tacını   adamlarının gelip kendisine katılmalarını
                                    başına  koydu.  Keyhüsrevî  (İran)  kemeri   istemiş, onun gücünden çekinen kalede-
                                    beline taktı. Mücevherlerle süslü elbisesi-  kiler  gelip  Hatiroğlu’na  teslim  olmuşlar-
                                    ni  sırtına  geçirdi.  Elinde  Hattî  mızrak   dır.
                                    olduğu hâlde sahaya çıktı. Onun karşısına   Bu isyanda ısrarla Memluk Türk Sultanı
                                    çıkan Emir Celâleddin Karatay*’ı atından   Baybars’ı Anadolu’ya davet edip kendile-
                                    düşürmek  için  bir  hamle  yaptı.  Fakat   rini  Moğollardan  kurtarmasını  isteyen
                                    Emir  Celâleddin  kalkanını  kullanarak   Hatiroğlu’nun  bu  yardım  talebini,  onun
                                    ona fırsat vermedi. Birkaç defa bu oyunu   isyanı bastırılıp öldürüldükten sonra 1277
                                    oynadılar. Ondan sonra da benzeri hiçbir   yılında  yerine  getirme  imkânını  bulan
                                    padişahta görülmeyen üç başlı bir otağa   Baybars*, Elbistan’da bir Moğol ordusu-
                                    gittiler. Bayram namazını kıldıktan sonra   nu kılıçtan geçirdikten sonra Kayseri’ye
                                    bir  sofra  hazırladılar.”  Yazar  devamla   gelip kendisini karşılayan şehir halkı ile
                                    ziyafetin ihtişamını yine şairane bir üslup-  birlikte Meşhed Ovası’na ve Keykubadi-
                                    la anlatmıştır.                      ye Sarayı’na ulaşmıştır.
                                    Sultan,  bayramın  dördüncü  günü  böyle   Bu şekilde Selçuklu Türkiyesinde önemli
                                    bir ziyafette zehirlenerek şehit edilmiştir.   bir  toplanma  alanı  olduğunu  gördüğü-
                                    Sultan’ın ölümünün ertesi günü başlayan   müz  Meşhed  Ovası’nın  yeri  önceleri
                                    saltanat kavgaları esnasında yine Meşhed   şehir  içinde  zannedilmiş  ancak  Eski
                                    Meydanı’ndan bahsedilmiş, Emir Kema-  Konya  Müze  müdürlerinden  M.  Zeki
                                    leddin Kamyar’ın olaylar karşısında ikin-  Oral’ın   Kayseri’deki   Keykubadiye
                                    di vaktine kadar bu meydanda dolaştığı   Sarayı’nın yerini 1953 yılında tespit etme-
                                    anlatılmıştır.                       si üzerine alanın yeri de belli olmuştur.
                                    Meşhed Ovası’nın şahit olduğu acı hadi-  Böylece  daha  önce  yapılan  tahminlerin
                                    seler  1243  yılında  meydana  gelmiştir.   bir geçerliliği kalmamıştır.
                                    Sivas  yakınında  Kösedağ’da  Sultan  II.   Bugün  kayalık  bir  tepe  olan  Keykubad
                                    Gıyaseddin Keyhüsrev*’in de bulunduğu   Dağı’nın güneyi uzun ve hafif bir meyille
   394   395   396   397   398   399   400   401   402   403   404