Page 131 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 131

[602] 122 / EKO                    KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    lar ile dolu olduğundan söz etmektedir.       Sicili’ndeki  belgelerin  çoğunu,  alım-sa-
                                    Bu asırda Kayseri’de canlı bir üretim ve   tım ile ilgili olanlar kapsamaktadır. Bel-
                                    ticaret faaliyeti mevcut olup, Kayseri’nin   gelerden  anlaşıldığı  kadarıyla  gayrimüs-
                                    çarşı  ve  pazarlarından  63.000  akçeye   limlerin,  gerek  Müslümanlarla  gerekse
                                    yakın  gelir  elde  edilmekteydi.  Kapan   kendi aralarında alım-satım işleri olduk-
                                    Hanı’nın yıllık geliri 38.000 akçe tutar-  ça yoğundu.
                                    ken  boyahaneden  elde  edilen  gelir   XVIII. asırda Osmanlı Devleti, hem top-
                                    45.000 akçe idi.                     rak kaybetmiş hem de ekonomisi bozul-
                                    Kayseri esnafı bu dönemde de “Ahilik*”   muştu. Devletin azalan gelirlerine paralel
                                    kültürü doğrultusunda “şeyh”, “yiğitbaşı”   olarak, merkezî otorite zayıfladı ve ticarî
                                    ve  “kethüda”  gibi  temsilcileri  vasıtasıyla   hayatta  dengesizlikler  ortaya  çıktı.  Bu
                                    üretim ve satış faaliyetlerini sürdürdüler.   asırda Kayseri, devletin içinde bulundu-
                                    Çarşı  ve  pazarların  denetimi  kadıların   ğu bu buhranlı dönemden çok etkilendi.
                                    denetimi altında bulunurdu. Kadının en   Devletin  idari  gücünün  zayıflamasıyla
                                    yakın yardımcısı olan muhtesip ise şehrin   birlikte,  şehir  ayan  ve  eşrafının  gücü  ve
                                    ihtisab  rüsumu  (bir  çeşit  vergi)  için  gö-  nüfuzu  arttı.  1710’da  Kayseri  ayanların-
                                    revlendirildi. Kayseri çarşı ve pazarında-  dan  Seyyid  İsak’ın  mutasarrıf  naibliğine
                                    ki fiyatların belirlenmesinde narh uygula-  atanması, ayan ve eşraf nüfuzunun Ana-
                                    ması yapıldı.                        dolu’da ilk defa Kayseri’de resmî bir va-
                                    Kayseri’de bulunan Güherçile* İmalatha-  zife  hâlini  alması  anlamına  geliyordu.
                                    nesi bu dönemin ve sonraki dönemlerin   Ekonomik  güce  sahip  bu  kişiye  bir  de
                                    önemli  tesislerinden  biriydi.  1629’da   idari  gücün  verilmesi,  halkta  korku  ve
                                    Kayseri,  Konya,  Niğde  sancaklarındaki   endişe yarattı. Bu tarihten itibaren nüfuz-
                                    güherçile  imalathanelerinde  toplam  bin   lu ailelerin halk üzerinde tahakküm dö-
                                    kantar  barut  üretilmekteydi.  Kayseri’de   nemleri de başlamış oldu. Devletin otori-
                                    üretilen  güherçilenin  bir  kısmı  şehirde   te boşluğu aynı zamanda, şehirde ve çev-
                                    işlenip barut yapılırken, bir kısmı da İs-  re köylerde birçok başıboş eşkıyanın (eş-
                                    tanbul’a gönderilirdi.               kiyalık*)  türemesine  de  sebep  oldu.  Bu
                                    Kayseri’de bulunan mum sanayiinde za-  şaki hareketleri Kayseri’nin zirai ve ticarî
                                    man  zaman  bazı  sıkıntılarla  karşılaşıldı.   hayatına çok zarar verdi.
                                    Özellikle mum yapımında ihtiyaç duyu-  Bu asırda Kozan Dağı’ndan getirilen ba-
                                    lan yağ tedarikinde sıkıntılar çekildi. Me-  kır,  Kayseri’deki  mahzenlerde  toplanır;
                                    sela, Nisan 1652 tarihli bir fermana göre,   devlete ait olan kısmı ise masrafı Kayseri
                                    Kayseri’de kasapların yağı yüksek fiyatla   cizyesi  malından  karşılanmak  üzere  İs-
                                    başka  diyarlara  satmamaları  hususunda   tanbul’a  gönderilirdi.  Bunların  dışında
                                    yasaklamaya gidildi. Buna benzer durum   şehirde tutkal da üretilmekteydi.
                                    zahire ihtiyacının karşılanmasında da söz   1723’de Nevşehirli Damat İbrahim Paşa,
                                    konusu oldu. Kayseri şehrine gelen zahi-  Vezir Hanı*’nı yeniden yaptırdı. Çarşının
                                    re ve unun alım satımının bazı kimseler-  kıymetini  artırmak  için  çarşıda  faaliyet
                                    ce  şehrin  dışında  yapılması  nedeniyle,   gösterecek  esnaf,  gönderilen  fermanla
                                    yeterli miktarda unun şehre ulaşmadığın-  şarta bağlandı. Bu dönemde itibar gören
                                    dan piyasada sıkıntı çekildi.        “kuyumcu”,  “abacı”,  “kumaşçı”  gibi  es-
                                    Kayseri’de kredi veren sayısız küçük ku-  naflar  dükkân  açabileceklerdi.  İbrahim
                                    rum ve kişiler vardı. Kredi veren kurum-  Paşa’nın  ölümünden  sonra  yayınlanan
                                    lar, hizmetlerini yürütebilmek için aldık-  ikinci bir fermanla, isteyen esnaf istediği
                                    ları parayı kullanan vakıflardı. Kredi ve-  yerde  mesleğini  icra  edebilecekti.  1729
                                    ren kişiler ise küçük sermayelerini verim-  yılında Hacı Halil Efendi* tarafından At-
                                    li kılmaya çalışanlardı. Bu kişilerin faizle   pazarı Hanı yaptırıldı ve birçok dükkânın
                                    borç  verme  yoluna  da  gittikleri  anlaşıl-  gelirini hayır işlerine vakfetti. Bu han gü-
                                    maktadır,  ancak  bu  işi  meslek  edinme-  nümüze ulaşamamıştır.
                                    mişlerdi.                            1849’da Kapalı Çarşı*’da büyük bir yan-
                                    1645  yılına  ait  Kayseri  Şer’iyye   gın çıktı ve çok sayıda dükkân zarar gör-
   126   127   128   129   130   131   132   133   134   135   136