Page 72 - kayseri-sehri
P. 72

Dµ. MǺ±ÈÈ´¼ Kɳ´  | K±²³´µ¶ Ş´ºµ¶ (1830–1860)
            karar veren zata müft ve verlen karara da fetva adı verlmştr. İslam’da lk müftü, lk
            kadı ve hâkm de peygambern bzzat kendsdr. 106
               Müftüler fetva steyenlerden aldıkları ücretlerle geçmn sağlarlardı. Fetva verme
            dışında bulundukları şehrn ler gelen kşler arasında yer alır, mahkemede çoğunlukla
            adı “şuhûdü’l–hâl” kşlern arasında geçerd. Kadı, sorunu çözmede güçlük çekerse
            müftünün görüşüne başvurur, ondan fetva steyeblrd. Müftüler çoğu zaman bulun-
            dukları yerde başka görevler de yapmakta dler. Mütevell veya vâs atanırken onlara
            öncelk verlrd.  Tanzmatı– Hayryyenn lanından sonra Kayser Mecls azalarının
                           107
            maaşları yenden belrlenmştr. Bu düzenlemeye göre Kayser müftüsüne 1840 yılı şubat
            ayından tbaren 3 ayda 750 kuruş tahss edlmesne karar verlmştr. 108
               d) Nakbü’l Eşraf Kaymakamı: Nakbü’l–eşraf, Hz. Muhammed’n soyundan gelenlern
            şleryle lglenen memur hakkında kullanılan br tabrdr.  Osmanlı Devlet zamanında,
                                                            109
            seyyd ve şerËern, yan Peygamber Efendmzn torunları, Hz. Hüseyn ve Hz. Hasan’ın
            ve bu vasıta le bzzat Hz. Peygambern temz soyundan gelenler arasından kendlerne
            baş olarak seçlen ve onları devlet nezdnde temsl eden kmsedr. 110
               Osmanlı Devlet’nn kuruluşundan saltanatın kaldırılışına dek merkez örgütünde
            saygın br yer olduğu blnen Nakbü’l–eşraf’ın eyalet ve sancak merkezlerndek tem-
            slclerne “Nakbü’l–eşraf Kaymakamı” denlyordu. Nakbü’l–eşraËar, eyalet sancak ve
            dğer yerleşm brmlerndek kaymakamları vasıtasıyla mparatorluktak bütün seyyd
            ve şerËern smlern kapsayan ve “Şecere– Tayybe” adı verlen defterlere peygamber
            soyundan geldklern belgeleyenlern soy kütükleryle brlkte bulundukları şehr,
            görev ve durumları kayıtlı d. 111
               e) İmam: Önde bulunan ve kendsne tab olunan manasına gelen bu kelme, Hz.
            Peygambere vekl olarak ammenn reslğn haz olan demektr. Bu zata “mamü’l–
            Müslmn” denr. İmam, başına yeşl çuhadan müdevver şeklde kalafat üzerne beyaz
            sarık sarar, arkasına dar kollu kırmızı cübbe, bunun altına sevay entar, bacağına dövme
            şalvar, ayağına da mav mest pabuç gyerd. 112
               İmamlık, aynı zamanda mahalle yönetclğ ve temslclğdr. Mahalle, Arapça
            “konaklanan yer” anlamındadır. İmamlık, Tanzmat’tan önce II. Mahmud dönem


            106   Pakalın, II, 599.
            107   Çadırcı, 92.
            108   BOA. C. DH. 269/13412. [15 Cemazaylevvel 1257/5 Temmuz 1841].
            109   Pakalın, II, 647.
            110   Sertoğlu, 236.
            111   Çadırcı, s. 93.
            112   Pakalın, II, 59.

            72
   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77