Page 36 - kayseri_sehitleri
P. 36

Gökçe Öztürk  |  Cumhuriyet Dönemi Kayseri Şehitleri (1923-2017)

                          bir vukuda hayatını kaybetmesi, hükmi şehitliğe girmektedir.  Kişinin zuhurundan çıkacak
                                                                               24
                          herhangi bir hastalıktan (vebadan, iç hastalıklarından, suda boğularak ya da yıkıntı altında
                          kalarak ölen) vefat eden kişilerinde şehit olacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte deniz tutulma-
                          sına yakalanan kişinin de şehit olduğu, denizde boğulanlar içinde şehitlik makamı verileceği
                          haber verilmiştir.  Bu şehitler hükmi şehitler olarak kabul edilmiştir. Bütün bu sınıflandırmalar
                                        25
                          doğrultusunda, Allah’a sadık olarak gerçek bir iman tefekkürü ile ölen veya öldürülen her bir
                          mümin şehit olarak tanımlanmakla ve savaşta gösterdikleri metanet ve amellerine göre sevap
                          bakımından aralarında derece farklılıkları bulunmaktadır. 26
                             Hz. Peygamber dört çeşit şehitten bahsetmektedir: Birincisi, sağlam imanı olan bir kişi
                          düşmanla savaşırken öldürülünceye kadar Allah’a sadık kalırsa bu kimse kıyamet günü her-
                          kesin gıpta ile bakacağı gerçek bir şehit olur. İkincisi de yine sağlam bir imana sahip olup da
                          düşmanla savaş esnasında, vücuduna diken batmış gibi korkudan titrerken bir okla vurulan
                          kişidir ki bu da ikinci derecede bir şehittir. Üçüncüsü ise iyi ile kötü amelleri birbirine karış-
                          tırmış ama Allah’a sadık bir mümin, yine düşmanla savaşırken öldürülürse üçüncü derecede
                          bir şehit olur. Dördüncü olarak da günahkâr bir mümin düşmanla karşılaşır, Allah’a sadık bir
                          şekilde öldürülürse bu da dördüncü derecede bir şehit olur. 27
                             “Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın
                          almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu), Allah üzerine
                          hak bir vaattir…” (Tevbe, 111) 28

                             Nitekim şehitlik makamı İslamiyet’te önemli bir yer teşkil etmiştir. Kur’an-ı Kerim’de geçen
                          ayetlerin ve Hz. Peygamber tarafından bırakılan hadislerin doğrultusunda, şehitlik kutsal ve
             36
                          mukaddes bir kavram olarak karşımıza çıkmıştır. Uluhiyetlik mertebesi yüksek olan bu manevi
                          hissin kalben hissedilerek vücuda getirilmesi kişilerin ahiri olarak kabul edilen dünyada yaratıcı
                          tarafından mükâfatlandırılmasına, yaşanılan dünyada, saygı ve itibar görmeye nail olmasına,
                          hem de ve en önemlisi olarak şehitlik makamının Allah tarafından, ahiret hayatında var olan
                          mertebesinin yüksekliği olmuştur.

                             Nitekim semavi olan üç büyük din olgusuna baktığımızda Tanrı’nın emir ve buyrukları
                          akabinde koşulların ve şartların sağlanması ile kahramanlık gösterilerek candan vazgeçme
                          olarak değerlendirilebilir.


                                                TÜRKLERDE ISLAMIYET ÖNCESI
                                                ŞEHITLIK VE VATAN MEFHUMU
                             Türklerin cihangirlik ülküsü, en eski geleneklerinden gelmektedir. Bu özelliklerin ise onlara
                          Tanrı tarafından verildiğine ve seçildiklerine inanırlar. Kaşgarlı Mahmut’un “Alp Er Tunga”
                          için “Ajun Beyi” (Dünya Hakanı) demesiyle Osmanlı sultanlarına da “Cihan İmparatoru” den-





                          24   Şaban İşlek, Kayseri Anadolu Haber Gazetesi, 06 Mayıs 2010, s. 7.
                          25   Kurt, s. 189-220.
                          26   Kurt, s. 204.
                          27   Kurt, s. 205.
                          28   Kur’an-ı Kerim, Tevbe Süresi, 111. Ayet, s. 203.
   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41