Page 47 - kayseri_sehitleri
P. 47

Türklerde İslamiyet Sonrası Şehitlik ve Vatan Mefhumu

                liği ile oluşması gereklidir. Zira bunu başaramayan devletler milletleri ile bütünleşemeyerek
                kendi milli damgasını vuramamışlardır. 84
                   Milli mücadele yıllarımızda vatan savunması içinde olan toplumun her kesiminde yine
                aynı inanç ve paha biçilemez bir vatan kavramının önemini görmüş olmaktayız. Çanakkale bu
                amaçla verilebilecek ve dünya da dahi eşi benzeri olamayan en kıymetli ve yeterli bir örnektir.
                Rivayetler muhtelif olmakla birlikte, Osmanlı halkından yaşları 16-60 arasında ki buna 3 kuşak
                diyebiliriz, 375-400 bin asker şehit olmuştur. Osmanlı Devleti’nde 1. Dünya Savaşı boyunca 3
                milyondan fazla insan seferberliğe katılıp, bunlardan sadece 550-600 bin kadarının yurtlarına
                dönebildiğini vurgulamakta yarar vardır.  Kayseri ilinde 1. Dünya Savaşı’na ve Çanakkale
                                                    85
                Muharebeleri’ne katılmış çok sayıda muharip vardır ve bunların 2127’ si şehit olmuştur.
                Çanakkale’de şehit olanların sayısı 771 kişi olarak tespit edilmiştir.  Çanakkale şehitlerinin
                                                                          86
                dillerde destanlaşan mücadelesi,

                   “Şüheda gövdesi bir baksana, dağlar, taşlar...
                   O rükû olmasa, dünyada eğilmez başlar,
                   Vurulup tertemiz alnından uzanmış yatıyor;
                   Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!

                   Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
                   Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
                   Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi.
                   Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi.”
                                                                                                          47
                   Maraş, Antep, Erzurum, İzmir, Kars ve Ardahan’a kadar efsanelerle dolu, bir o kadarda
                gerçekçi bir milletin vatanını sahiplenmesi ve uğruna canından vazgeçmesi son yüzyılının
                en yakın örneğidir. M. Akif Ersoy’un,


                   Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?
                   Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ!
                   Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Huda,
                   Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdâ.

                   Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!
                   Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.
                   Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:
                   Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
                   Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl!
                dizelerinden akıp giden bu manalar aslında yukarıda zikredilmeye çalışılan mevzunun kıs-
                sadan hissesini oluşturmaktadır.




                84   Taneri, s. 110.
                85   Mustafa Keskin, Çanakkale Şehitleri, Kayseri Ansiklopedisi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür, c. 1 Yayınları
                   No. 70, İstanbul, 2009 s. 353
                86   Kayseri Ansiklopedisi, s. 353
   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52