Page 44 - kayseri_sehitleri
P. 44
Gökçe Öztürk | Cumhuriyet Dönemi Kayseri Şehitleri (1923-2017)
ler hususunda genel bakışı yansıtması açısından önemlidir. Osmanlı askerleri arasında gazi
olmak şerefini kazanmak için savaşa daha da odaklanan askerler şehit olmaktan zerre kadar
perva etmemiş ve yolunun doğrudan cennete çıkacağına dair imanı sarsılmamıştır. Bu ruh ve
68
düşünce ile muharebe meydanlarında Türk askerleri ölmeyi göze alır ama asla teslim olmaz,
nizamını bozmaz ve herhangi bir tahribatta bulunmazlar. Elbette bu husus disiplinli ve itikadı
da tam anlamıyla devlet nizamına, teşkilat ruhuna sahip ve sağlam bir zihniyetten gelmektedir.
1889 yılında İstanbul şehrine gelen Alman İmparatoru ıı. Wilhelm, gördüğü Türk askerleri
hakkında hayranlığını; “Şu askere bakın, tozlu, kötü giyimli, yiyecek hemen hemen hiçbir şeyi yok;
size söylüyorum, bunlar dünyanın en iyi askerleri, başka hiçbir orduda, sebat ve istikrarda Türk aske-
riyle yarışabilecek asker yoktur, bir silkelendiler mi imkânsızı başarırlar.” sözleri ile ifade etmiştir. 69
Maneviyatın, gazilikte ve şehitlikte çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Moral açısından,
şehitlerin ruhlarının yardım ettiği inancı da Türk askerleri arasında yaygındır ve birçok örne-
ğide mevcuttur. Orhan Bey zamanında Gelibolu’da Osmanlı askerleri bir süre savaştıktan sonra
manevi güç aldıklarını düşündükleri Süleyman Paşa’nın türbesine çekilmişlerdir. Karşı taraf
bunun bir hile olduğunu düşünmüş, ilk etabta dikkatli davranmışlardır. Alınan esirlere niçin
geri çekildiklerini sormaları üzerine, esirler şu cevabı vermişlerdir: “Size başlarında şu şekil
ve kıyafette bir genç bulunan, alaca atlara binmiş askerler, türbe etrafından çıkarak yardım ettiler.”
demeleri üzerine ordu mensupları bu durumun kendilerine “Allahın izniyle” Süleyman Paşa’nın
ve diğer şehitlerin ruhlarının yardıma geldiği kanaati hâkim olmuştur. 70
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un fethi sırasında Türk ordusunun üstünde bir nur bulu-
tunun dolaştığından söz edilmektedir. Bu sadece yerli kaynaklarda değil diğer kaynaklarda da
44 71
tespit edilen ve yazılan bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır. Hz. Peygamber’e nail olunca
Fatih Sultan Mehmet’in de askerleri Tanrı’nın ordusu sayması doğaldı. Sultan Mehmet Han
zor ve meşakkatli Trabzon seferine katılmasının nedenini şöyle izah edecektir: “Bu zahmet din
yolunadır, ahirette Allah huzuruna varınca inayet ola. Zira elimizde İslam kılıcı var. Eğer bu zahmeti
ihtiyar etmezsek bize gazi demek yalan olur.” Fatih’in bu sözü İslam ve Cihan hâkimiyeti davasında
ne büyük bir irade ve kudrete sahip olduğunu gösterir. 72
İslam’da, evliyaların ve yaşamları boyunca halkın takdirini almış, günahsız gittiklerine inan-
dıkları kişilerin ahiret yaşamlarını sonsuz bir mutluluk içerisinde geçireceğine ve bu mutluluğun
sembolü olarakta “nur” ile onurlandırılacağına inanılmaktadır. Bu yüzden ölenler için “Kabri
nur, Mekânı cennet olsun.” temennisinde bulunulmaktadır. Bugün dahi padişahlarımızın
73
ya da bazı önemli komutan ve evliyalarımızın bize zor zamanlarımızda yardım edeceklerine
inanmaktayız. Bu düşüncenin temellerini Türklerin çok öncesine dayanan inançlarından
geldiğini vurgulamak yerinde olacaktır. Nitekim kazanılan zaferler ve mücadeleler büyük bir
saygınlık ifadesidir, değerler bütünüdür. Hanedanların ya da kişilerin kazandığı bu zaferler ve
68 Yılmaz Öztuna, Osmanlı Devleti Tarihi Medeniyet Tarihi, 2. Cilt, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2004, s. 83.
69 Dr. Hans Barth, Türk Savun Kendini, (çev; Selçuk Ünlü) Türk Tarih Araştırmaları Yayınları, İstanbul, 1988, s. 77.
70 Aydın Taneri, Osmanlı Kara ve Deniz Kuvvetleri Kuruluş Devri, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1981, s. 369.
71 Taneri, s. 370.
72 Turan, s. 287.
73 Taneri, s. 370-372.