Page 30 - kayseri_turkuleri
P. 30
KAYSERİ TÜRKÜLERİ VE OYUN HAVALARI
Ne zaman geberecek
Oy niye hanım niye
Öldüm yâr diye diye
“Kozanoğlu” adlı şu türküde de bir aşiret beyinin yokluğunun (ölüm) aşiret için nelere mâl olduğu acı
ile hasret arasında dile getirilmiştir:
1. Erciyes kralı Harmancık yurdu (Hele yâr yurdu)
Nic’oldu dağların aslanı kurdu (Hele yâr kurdu)
Ara yerde kaldı Hacılar yurdu (Hele yâr yurdu)
Elin seni istiyor gel Kozanoğlu (Gel Kozanoğlu)
2. Yaz gelir de yaylasına inerdi (Hele inerdi)
Varsah gelir etrafında dönerdi (Hele dönerdi)
Ha deyince beş yüz atlı binerdi (Hele binerdi)
Elin seni istiyor gel Kozanoğlu (Gel Kozanoğlu)
3. Çadırın ardında maya kuzular (Hele kuzular)
Yanı yöresinde çağlar sızılar (Hele sızılar)
Elin, aşiretin seni arzular (Hele arzular)
Elin seni istiyor gel Kozanoğlu (Gel Kozanoğlu)
4. Kozan geldi iskeleye dayandı (Hele dayandı)
Kılıcın kabzası kana boyandı (Hele boyandı)
Naaşımız bin beş yüze dayandı (Hele dayandı)
Elin seni istiyor gel Kozanoğlu (Gel Kozanoğlu)
Kısacası yukarıda sözünü ettiğimiz duyguların hepsinin söz konusu türkü tasniflerine bağlı olarak
Kayseri’de icra edilmiş türküler için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Fakat bu türkülerin yukarıdaki
örneklerde de görüldüğü gibi Kayseri’nin kendi doğal ortamında gerek merkezinde gerekse taşrasında
hâkim toplumsal hayatın sosyo-kültürel bağlamı içerisinde tüm renkleriyle ifadesi söz konusudur. Nite-
kim bizim gibi Kayseri türkülerini ele alan pekçok araştırmacı da mevcut türküler üzerinden bu renkle-
rin zenginliğini ortaya koymaya çalışmışlardır (Satoğlu 2002: 249-250; Erbay 2017: 70-72).
1. 4. Ezgi Özellikleri
Daha önce de ısrarla üzerinde durduğumuz gibi türkülerin en önemli tarafı bir “ezgi” ve “beste”ye
bağlı oluşlarıdır. Bu durumu Güney Türkmenleri arasında tecrübe eden Yalman da “Hiçbir halk bestesi
güftesinin gizli ve açık manalarına aykırı olarak hazırlanmış değildir.” (Yalman 1977: 233) diyerek türkü-
de bestenin güfte ile bütünleştiğini açıkça dile getirmiştir. Öyle ki kendisi bu duruma aykırı bir durum
söz konusu olduğunda “Eğer bir halk türküsünün söylenişinde güfteye uymayan bir eda ve hareket gö-
rürseniz hemen o türküyü çalan ve okuyanın bu işi yapamadığına karar veriniz” (Yalman 1977: 233-234)
demektedir. Dolayısıyla Kaya’nın da ifade ettiği üzere türkünün kalıcılığı, “ezginin varlığıyla mümkün-
dür.” (Kaya 2014: 262).
30