Page 28 - kayseri_turkuleri
P. 28
KAYSERİ TÜRKÜLERİ VE OYUN HAVALARI
bir bağlılık” (Yalman 1977: 234) vardır. Dolayısıyla türküde “biçimsel düzenleme” yanında “sevgi, ümit,
korku, yiğitlik, korkaklık, kıskançlık, hoşgörü ve bağışlama, hoşgörüsüzlük, bağnazlık, hayal kurma, ger-
çeklerle yüz yüze gelme, gerçeklerden kaçma, baş kaldırma, eleştiri, baş eğme, düzene bağlanma, düzene
ters düşme gibi insan duyguları” (Başgöz 2008: 23-24) da hâkimdir. Türkülerde bu duygular “çok defa
sevda nakışına sarılarak karşımıza çıkar. Hapislik sevgiliden ayrı düşüldüğü için daha zordur. Askerlik
de öyle. İş türkülerinde bile sevgiliye laf atmalar var[dır]. Türküde sevda hayatın çeşitli zorluklarından
uzaklaşmak için insana bir kaçış yolu sun[ar].” (Başgöz 2008: 24).
Bu bağlamda Kayseri’de söylenmiş türkülere baktığımız zaman Başgöz’ün belirttiği üzere bir takım
duyguların “sevda nakışına sarılarak” (2008: 24) aktarıldığı görülmektedir Örneğin Kayseri’nin Tomarza
ilçesinden derlenmiş “A Buğdayım Buğdayım” adlı şu türküde harmana bağlı olarak işleme tutulan buğ-
dayın bir güzele (sevda) bağlı olarak dile getirilişi söz konusudur:
1. A buğdayım buğdayım
Sereyim kurutayım
Geçme de güzel kapımdan
Görmeyim unutayım
2. A buğdayı sersinler
Sersinler kurutsunlar
Gönlü zengin olanı
El üstünde tutsunlar
3. A buğdayım çic olur
Güzeller güleç olur
Yâri güzel olanın
Ayrılması güç olur
Yine Kayseri’de söylenen meşhur türkülerden “Ceviz Oynamaya Geldim” adlı şu asker türküsünde de
nişanlısının dilinden küçük yaşta askere götürülen bir yiğitin hasreti sevda ile birlikte yüreği dağlamak-
tadır:
1. Ceviz oynamaya geldim odana
Nişanlın da bu mu derler adama
Dayanamam senin kara sevdana
Aman aman olmuyor
Eş eşini bulmuyor
Kara yağız genç oğlan
Niye gönlün olmuyor
2. Asker bayrağını burca diktiler
Küçücük yârimi asker ettiler
gibi, bir kültürün insanlarına özgü, öğrenilen bir davranış kalıbıdır. Türkü çağırmak, özel bir iletişim faaliyetidir; konuşmaya
yakındır, ama konuşmadan daha biçimsel olarak düzenlenmiştir ve daha çok tekrara dayanır.” (Başgöz 2008: 23). Dolayısıyla
türküde biçim, sadece türkünün dış yapısına ait bir özellikten ibaret görülmemelidir. Bu husus gerek türkünün işlevi gerekse icra
bağlamını hakkıyla değerlendirebilmek açısından büyük önemi haizdir.
28