Page 105 - Kültepe Kaniş
P. 105
Kervanlar ve Kervan Yolları
Kt. c/k 254’de, bir arabanın Wahşuşana’dan Puruşhattum’a 20 talent (600 kg.) bakır
götürmek için 20 mina (10 kg.) bakıra kiralandığını okuyoruz. Bir diğer yerde (Kt. 87/k
436) 14 talent 5 mina (yaklaşık 420 kg.) bakır araba ile Wahşuşana’ya gönderilmiştir.
Kaynaklarda ereqqum dışında hulukkannum ve narkabtum olarak iki araba türü daha
geçmektedir. Fakat bunların yük arabası olarak kullanılıp kullanılmadığını bilmiyoruz.
21
Silindir mühür baskılarında iki tekerlekli kağnı tipinde öküz arabaları görülmektedir. 22
K. Balkan bir borç senedinde geçen makriš ve ašiš ‘in ereqqum cinsi arabanın parçaları
olduğunu söylemektedir. 23
Bazıları Kaniş kārum’undaki andezit bloklar üzerindeki ve Kültepe yakınlarındaki
Kanber ve Engir köylerinde, geniş bir kayalık alanda bulunan izlerin Kaniş’e gelen ara-
baların teker izleri olduğunu yazmışlardır. 24
Kültepe metinlerinde geçen ve bazıları Hititler devrinde de önemini korumuş
şehirlerin bugünkü yerlerinin belirlenmesi konusunda, Anadolu’nun tarihi coğrafyası
üzerinde çalışan bilim adamlarınca bazı çalışmalar, yapılmış ve yapılmaktadır. E. Bil-
giç’in öncülüğünde başlayan bu çalışmalar “itinerer” metinlerin sayılarının artmasıyla
25
daha da hızlanmıştır. Ne yazık ki Kültepe tabletlerinde lokalizasyon çalışmalarında
26
çok yararlı olacak arazi tasvirleri, dağ ve nehir isimleri gibi coğrafî unsurlara birkaç yer
dışında yer verilmemiştir. Kaniş’e Elazığ-Malatya üzerinden geldiği anlaşılan bir kervanın
Asur-Apum-Haqa-Tegarama yolunda yaptığı harcamaların yazıldığı bir listede (Kt. g/k
220) Haqa dağından/dağlarından bahsedilmektedir. Bu küçük ayrıntı bile Haqa’mn
27
yerinin tespiti için önemli bir veridir.
Hitit kaynaklarında Maraşanta/Maraşantiya olarak geçen Kızılırmak’tan, özellikle
Kaniş’in batısındaki birçok şehre gidiş- gelişlerde geçildiği halde hiç söz edilmemesi
şaşırtıcıdır. Nehirler (nārum) ağaçtan yapılmış basit köprülerden, sığ yerlerden yürü-
yerek veya sallarla (nēbartum) geçilmiştir. Bazı metinlerde nehir geçişlerinde eşekle-
rin boğulduğundan bahsedilmekte, fakat hiçbir yerde nehrin ismi verilmemektedir.
Keza heybeti ile Mezopotamya’dan gelenleri mutlaka etkilemiş olan Erciyes’in ismini
(Aşkaşipa) ise sadece Kaniş ile Asur arasında yapılmış antlaşma metninde görüyoruz.
21 K. Balkan 1979, s. 49, n. 5,6.
22 N. Özgüç 1965, Lev. VIII, 24 a, b.
23 Kt. d/k 28 a, b: K. Balkan 1979, s. 51.
24 J.G. Dercksen 1996, s. 64.
25 E. Bilgiç 1951, s. 1-37.
26 M. Forlanini 1985, s. 45-67; Kh. Nashef 1991, s. 1 v. d.; G. Barjamovic 2005, s. 78 v. d.
27 C. Günbattı 2002, s. 80-82.
105