Page 102 - Kültepe Kaniş
P. 102
Prof. Dr. Cahit Günbattı | Kültepe - Kaniş
rına, bir domuzun saldırısı sonucunda düşerek ayağını kırdığını, bu sebepten bulunduğu
yerde beklemek zorunda kaldığını bildirmektedir. Herhalde bir kervanın vahşi hay-
6
vanların saldırısından korunması için yazılmış bir büyü metninde şöyle denilmektedir:
“Siyah bir köpek (kalbum şalmum) bir tepede yatar. O (saldırmak için) yalnız hare-
ket eden bir kervanı bekler. Gözleri etrafta yakışıklı bir genç adam gözetler. Kimi Tanrı
Ea’nın kızına götüreyim (diye)…..” 7
Asur-Kaniş ve Anadolu’daki şehirler arasında doğal yolları izleyerek seyahat eden
kervanların güzergâhları birçok çalışmanın konusu olmuştur. Kervanların uğradıkları
şehirlerin isimlerinin yer aldığı kervan masraf listeleri ve mektuplar, kervan yollarının
belirlenmesi ve daha önemlisi adı geçen şehirlerin bugünkü yerlerinin tespiti konusunda
ilk dikkate alınması gereken belgelerdir. Kaniş’ten hareket ederek, Kaniş’in batısında
bulunan Waşhaniya, Neneşşa ve Ulama’ya uğrayarak dördüncü günde Puruşhattum’a
ulaşan bir kervanın yaptığı harcamaların kalem kalem yazıldığı bir liste, bu şehirlerin
lokalizasyonları için önemli bir belgedir. Hitit kralı III. Hattuşili’den (M.Ö. 1280-1250)
8
kalan bir metinde, Nevşehir yakınlarında aranan Neneşşa’dan şöyle bahsedilmektedir:
“Bir zamanlar Hatti ülkesi düşman tarafından yakılıp yıkılmıştı. Bir taraftan Kaşkalı
düşman geldi ve Hatti topraklarını tahrip ederek Neneşşa’yı sınır yaptı.” 9
Asur-Kaniş arasındaki en önemli kervan durağı bir Asur kolonisinin bulunduğu
Hahhum’du. Cezire’yi geçtikten sonra Fırat’a ulaşan kervanlar burada konaklıyorlardı.
Biz, yayınladığımız Hahhum ile Asur krallıkları arasında yapılmış antlaşmada, bir
kısım malların Hahhum’a teknelerle taşındığı bilgisinin bulunduğuna işaret ederek,
Fırat üzerinde yer alan Samsat’ın Hahhum için en uygun yer olduğunu vurgulamıştık.
Yolda yapılan harcamaların yazıldığı bir metinde , Hahhum’dan sonraki şehirler Timel-
10
kiya-Şalahşuwa-Hurama-(Kaniş) olarak sıralanmıştır. Her üçünde de kārum olarak bir
Asur kolonisi bulunan bu ş ehirler, pek çok ören yerinin bulunduğu Elbistan ovasında
aranmaktadır. Ovadaki höyüklerin en büyüğü olan Karahöyük 1947’de Tahsin ve Nimet
Özgüç tarafından kazılmıştır. Yapılan araştırmalarda bölgedeki höyüklerin M.Ö. 4. binin
başından beri meskun oldukları anlaşılmıştır. 11
6 Pa 24: M.T. Larsen 2002, Nr. 127.
7 Kt. a/k 611: 2-10 (K.R. Veenhof 1996, s. 426-427).
8 TC 3, 165 (Kh. Nashef 1987, s. 50-53; J.G. Dercksen 1996, s. 10-11).
9 A. Ünal 2002, s. 136.
10 B 1283 (Kh. Nashef 1987, s. 39-40; G. Barjamovic 2011, s. 189-190).
11 T. Özgüç-N. Özgüç 1949, s. 3 v. d.
102