Page 60 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 60

görüyordu. Kulaklı Bağları’nda jandarmalar bütün
                                  bölgeyi karış karış tarar, fakat  asker kaçaklarını
                                  yakalamak     mümkün     olmazdı.    Seyrekte    olsa
                                  yakaladıklarını divanıharp mahkemesine veriyorlardı.
                                  Mahkeme kararından kurtulmak için kaçaklar her yola
                                  başvuruyor ve en iyisi yakalanmamamın yollarını
                                  arıyordu.
                                       Kaçakların aileleri ile kaçaklar arasında gizli  bir
                                  haberleşme ağı oluştu. Jandarmalar ortaya çıkınca,
                                  bilinen aralıklarla dümbelekler  çalınır, bazen birkaç el
                                  silah atılır veya jandarmalar uzak ise kaçakların
                                  dikkatini çekmek için gelenlerden bağıra çağıra
                                  haberler uçurulurdu. Kaçaklar geldikleri cephelerden
                                  haberler getirir, savaşların korkunçluğunu insan
                                  hayatının hiçe sayıldığını ve bir günde binlerce insanın
                                  makineli tüfek ateşi ile nasıl biçildiğini anlatır dururdu.
                                       Devlet birçok cephede ve tüm komşuları ile birden
                                  harbe tutuşmuştu. Kulaklı Bağları’nda çocuklar hariç eli
                                  silah tutan her erkek askere alınmıştı. Seferberlik ilan
                                  edilirken çalan davulları kimseler unutmuyor, ahali
                                  Balkan harbi bozgununun intikamını almak için sıraya
                                  giriyor, askerlik  şubelerinin önünde uzun  kuyruklar
                                  meydana geliyordu. Çalışan nüfus asker olunca üretim
                                  durdu, birçok bağlar ve bahçeler bakımsızlıktan harap
                                  olup gitti. Evlerde yalnız kadınlar ve çocuklar kaldı. Ne
                                  var ki savaş bir türlü bitmiyordu. Trablusgarp
                                  Harbi’nden hemen sonra Balkan Harbi başlamış,
                                  Balkan Harbi’nden sonra da Birinci Dünya harbi sıraya
                                  girmişti. Bu harplerin hepsinde devlet toprak kaybetti.
                                  Yüzlerce yıl idaremizde kalan iller birer birer kopup
                                  gitti. Oralardaki Osmanlı tebaası da düşmanın zulmüne
                                  ve insafına terk edildi.
                                       İstanbul ve benzeri birçok  şehir devamlı göç
                                  alıyordu. Balkanlardan göç edenler, İstanbul’da en sefil


                                                           52
   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65