Page 66 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 66
hakkına kavuşmuşlardı. Böylece kültürlerini
sürdürüyorlar, Müslüman ahali ise fakir ve kapalı bir
ekonomi ile yaşıyordu.
Müslüman Türk ahali, ancak çiftçilik, hayvancılık
yapıyor, her türlü el sanatı ile de Ermeniler
uğraşıyordu. Seçkin ve gelir getiren meslek ve ticaretin
tamamı Ermenilerin elinde idi. Ermeni ahali, vakti ile
askere gitmez, vergi vermez iken, sağladığı birikimler
ile yüksek bir eğitim ve hayat seviyesine ulaşmıştı. Her
türlü sosyal, ekonomik ve siyasi hayat onların elinde
kalmıştı. Böyle olmasına rağmen yine de gizli
toplantılar yapıyor, bomba imal ediyor, silahlanıyor ve
devlet kurma bahanesi ile terör estiriyordu. Her türlü
imkan ve imtiyazları ile üstün bir sınıf haline gelen
Ermeniler, elde ettikleri ile yetinmiyordu.
Belediye Reisi Rifat Çalıkağa’nın zaman zaman
yaptığı nasihatler kar etmiyor, Ermeniler silahlanmaya
devam ediyordu. En son alınan bilgilerden birisi de 600
adet otomatik tüfeğin depolandığı ve binlerce
bombanın imal edildiği şeklinde idi. İhanetlere ve
huzursuzluğa son vermek için mutasarrıf Mithat Bey’e,
mayıs ayında tehcir emri verildi. Ermeniler kafileler
halinde güneye indirilecek, ordu arkadan vurulmaktan
ve Müslüman halk korku ve dehşetten kurtulacaktı.
Uysal ve hakkına razı Müslüman ahali can
korkusundan kurtuluyor, tehlikenin önlenmesinden
elbette hoşnut kalıyordu. Fakat bazı Müslümanlar öyle
düşünmedi. Kendilerine işveren, sanat sahibi ve iyi
ilişkiler içinde olduğu komşuları Ermenilerin gideceğine
inanmak istemedi. Tehcir fikrine katılmadılar. Fakat
Ermenilerin Müslüman Türklere karşı yürüttüğü dehşet
dalgası onları da şaşkın hale getirmişti. O insanlar
kendilerini Ermeniler ile et, tırnak gibi görüyorlardı.
Yüzlerce yıllık komşuları, bir kaç sivri akıllı kişinin
58