Page 155 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 155

İki Soğuk Bin Yıl


                                      Sühe yl Belviranlı







               – Hz. Ali’nin Hayber Kalesi fethinde koca kale kapısını yerinden alıp atmasının aslı
            şöyledir, dedi ismini bilmediği sakallı adam.
               – Astronomi öyle bir ilimdir ki çirkini afet yapar, olmazı mümkün kılar, savaşı barış eder.
            Manasına dağların yüklendiği sözleri bir kuru yaprağa yazar da öyle bir zamanda atarsın
            ki havaya, o yaprak kırk gün hiç durmadan uçar da uçar. İşte belki kırk erin kuvvetine denk
            gelen bu iş de ilm–i nücûm (yıldızların ilmi) ile oldu. Öyle bir kudret vardı ki yıldızların o
            vaktinde…
               Sakallı adam öyle bir anlatışla anlatıyordu ki, Cüneyt’in adamda sabitlenen göz-
            lerine, açık kalan ağzı da eklendi. Tiyatral bir anlatışla ve bir o kadar da yaşarcasına
            söylenen bu sözler bir efsundan farksız etki gösterdi. Oturdukları duvar dibi çaycısının
            küçük ve boş muhabbete fazlasıyla doygun duvarları, bu bilgiler karşısında cûşa gelip
            sanki çatırdayarak yerlerinden hareket edeceklerdi. Cüneyt’in de kanatları olsa, adama
            dönecek ve gelen ilim rüzgarını karşısına alıp havalanacaktı adeta.
               Aynı duyguları Hattat Nurullah Abi’de de yaşamıştı Cüneyt. Tanıştıkları gün Fatih
            Cami’inden Kapalı Çarşı’ya kadar yürümüşler daha doğrusu yürüyememişlerdi. Zira
            Cüneyt, Nurullah Abi’nin anlattığı Solak Hattat Yesari hikayesine kendisini o kadar
            kaptırmıştı ki hızla gelen motoru görmeden yola adımını atmış, soluğu iki kırıkla
            hastanede almıştı.
               Bu kaza aklına gelince “Aaah avanak adige seni!” dedi içinden Cüneyt duran
            zamanda. Böyle yanlışları, kaybedişleri aklına düşünce hep çerkesliği aklına gelirdi
            nedense. Ama bu sefer bu teslim oluşunun, bu bağlanışının ona güzel şeyler getirece-
            ğine, bilinmeyenlerin kapısını sonuna kadar açacağına, onun dünyasını ve ahiretini
            mamur edeceğine adı gibi inandığı bu sakallı adamın sözleri bir başkaydı.
               Duran zaman devam etti ve sakallı adam tüm karizması ve bilgeliği ile gözlerini
            ayırmadığı zavallı Cüneyt’e karşı rüzgarı kasırgaya çevirdi:
               –….öyle bir kudret vardı ki yıldızların o vaktinde, benzeri ancak 4000 yılda bir gelir. O
            vakit kuşlar uçamaz, balıklar yüzemez olur. Vaktin farkına varmayanlarda bir uyku hali
            belirir ki sakın o uyku halini insanlarla sınırlı zannetme! Her nevi canlı bu uyku halinde


                                                                                    155
   150   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160