Page 152 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 152

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
            göğsünü yarmıştı. Bir katil olarak ölmüş, cehenneme gitmeyi çoktan kabul etmişti.
            Fakat bu oda, bu adam, tonlarca kitapla kaplanmış karşısındaki kitaplığın cehenneme
            benzer bir hali yoktu. Ne işler dönüyordu Allah aşkına? Ne tür bir kabusun içindeydi!?
               Siyah takımlı adam ellerini belinin arkasından çaprazlayarak sırtını dikleştirdi-
            ğinde “Hoş geldin Arslan.” dedi.
               Arslan şaşırmıştı. Karşısındaki adamı tanımadığına emindi. Yattığı yerden doğ-
            rularak ayaklarını yere sarkıttığında gözleri ayaklarında ki ayakkabıya kaydı. Biricik
            kızı, Afra’sı ile aldığı ayakkabıları ayaklarındaydı. Oysa ki bu ayakkabıları kızını kat-
            ledilişinin ardından giymeyi reddetmişti. Hala bir katil olduğuna, az önce öldüğüne
            inanan Arslan başını yerden kaldırarak nihayet konuştu.

               “Sen de kimsin? Benim burada ne işim var?”
               Gizemli adam kısa bir kahkaha attığında, ceviz ağacından yapılma masasına kalça-
            sını yaslayarak “Bunu her yapışımda yeniden tanışıyoruz Arslan. Şimdi gerçek hayata
            dönme vakti geldi.” diyerek ikinci bir el çırpmasıyla her şeye son verdi.

               Aniden irkilen Arslan büyük bir korkuyla, boğuluyormuşcasına oturduğu yerden
            kalktığında “Allah kahretsin.” dedi. Odanın içerisinde sağa sola volta atarak söylen-
            meye başladığında uzun zamandır derdini dinleyen Doktor Sarp’a döndü.
               “Bu çok kötüydü Doktor. Geçen seferkinden daha da berbattı. Göğsümdeki acıyı
            hala hissedebiliyorum!”
               “Otur Arslan. Zihnini boşalt. Kızını düşün, onu her şeyden çok sevdiğini düşün.”

               Arslan... karısının ölümünden sonra her ay düzenli olarak Doktor Sarp Bey’in
            ofisine geliyordu. Psikolojik destek almak onun için kaçınılmaz olmuştu. Yaklaşık
            bir sene önce doktoru tarafından şizofren tanısı konan Arslan’ın zihni her defasında
            kızına zarar vermesi gerektiğinin sinyallerini veriyordu. Doktoru Sarp Bey’in bu
            konuda uyguladığı tedavi ise... Hipnozdu.
               Genç adamın zihnini kontrol eden doktor, Arslan’ın zihnine kızını öldürüşünü
            işlemişti. Ardından gelen pişmanlığı resmetmişti hemen sonra. Arslan’ın yıllar boyu
            süren acısını kazımıştı beynine, hissizleşmeyi öğretmişti, vicdanının sesini duyurmuştu
            en son darbesinde. Acı çeke çeke ölmesine izin vermişti son karesinde. Arslan’a bir
            ömürmüş gibi gelen bu olay, doktor için sadece bir saat sürmüştü.
               Doktor aralarındaki sessizliğe son vererek Arslan’ın bütün dikkatini üzerinde
            topladığında “Her şey burada Arslan.” diyerek işaret parmağıyla alnına dokundu.
            “Acı burada. Zihninde.”



            152
   147   148   149   150   151   152   153   154   155   156   157