Page 148 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 148

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
               “Gerçekten geldi. Buradaydı. Bana kızmadı Leyla. Onu öldüren babasına şefkatle
            baktı.”
               “Kızın seni seviyor Arslan. Neler yaşadığını görebiliyor. Hasta olduğunu, ona
            bilerek bunu yapmadığını biliyor.”
               “Hayır!”

               Bağırarak kendimi ondan uzaklaştırdığımda kafamı avuçlarım arasına alarak baygın
            bakışlarımla gözlerine baktım. “Hayır! Kapa çeneni! Beni sevmemeli. Afra benden
            nefret etmeli! Onu öldürdüm. Bunu yaparken acıyla yalvarmasına kulak tıkadım.
            Bana yalvarması hoşuma bile gitti! Kızımı öldürürken zevk aldım! Ben caniyim Leyla!
            Allah’ın cezası bir mahlukatım!”

               Leyla yine aynı aptallığı yaparak, bana acıyarak yanıma yaklaştı. Onu omuzların-
            dan tutarak ittiğimde, geriye doğru sendeledi ancak son anda düşmekten kurtuldu.
            Kendine yaraşır bir halde her zamanki kontrollü sesiyle “Arslan” diyerek uyardığında
            “Defol!” diyerek karşılık verdim. Durulmaya hiç niyetim yoktu.

               Leyla bu defa daha dikkatli olarak aramızdaki mesafeyi koruduğunda “Sakin olmak
            zorundasın.” dedi. Ses tonu sabırsızdı. Belki biraz da kızmış.

               “Arslan sakin ol ve yatağına geç. Dinlenmen gerek. Bir haftadır ilaçlarını almıyor-
            sun. Sürekli sorun yaratmaktan vazgeç. Her geçen gün daha da kötüye gidiyorsun;
            oysa ki ileri gitmen, iyileşmen gerek.”
               “Beni anlamıyorsun. Lanet olsun! Ne biçim bir kadınsın sen Allah aşkına! Kızımı
            katlettim ben! Katilim! Bana acıma. Asla! Defol git!”
               Bir kaç nefes alımı süre gözlerini dahi kırpmadan bana baktığında dudakları
            aralansa da tek kelime etmedi. Ardından ani bir hamleyle odamı terk ettiğinde hare-
            ketlerine zıt bir şekilde usulca kapımı kapattı. Leyla’nın gidişiyle derin bir nefes alıp
            geriye doğru adımladığımda sırtımı duvara vererek yere çöktüm. Ellerimle yüzümü
            sıvazlayarak gözlerimdeki bulanık görüntüden kurtulmaya çalıştım. Buraya geldiğim
            ilk anda giymeyi reddettiğim beyaz elbisenin eteklerini sağ avucum içerisinde ezdi-
            ğimde üzerindeki kan lekelerine alayla baktım. Benim kanımdı değil mi? Kızımın
            kanına karşılık kendi kanım. Yavrumu maruz bıraktığım acıya karşı kendimi mahkum
            ettiğim acı. Ölümü en başında reddederken şimdilerde ölüme susuyor olmam. Ne de
            garipti öyle. Acı çekmeyi öğrendiğim anda kim olduğumu da görmüştüm. Acıya alış-
            tıkça, daha fazlasını istedikçe zevk almaya başlamıştım. İşte bu, bir katilin en büyük
            yenilgisiydi. Sonu isteyişinin en büyük nedeni...





            148
   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153