Page 146 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 146

Emir Kalkan Hikâye Yarışması
               Bir dakika! Bu da neydi böyle!

               Bir hışımla yataktan kalkarak karşımda adeta annesinin bir kopyası gibi duran
            kızıma baktığımda burnumdan soluyordum.

               “Seni öldürdüm!”
               Dudaklarımdan dökülen zehirli kelimeleri duymuyormuşcasına tebessüm ettiğinde
            başını sağ omzunun üzerine yatırarak elini bana uzattı.
               “Seni kendi ellerimle katlettim ben! Gerçek değilsin! Seni öldürdüm!”
               Saçlarımı çekerek odanın içerisinde volta atmaya başladığımda dudaklarım anlam-
            sız kelimelerle aralanıyor, beynim olanları analiz etmeye çalışıyordu. Sol yanım ince bir
            sızıya ev sahipliği yaparken iki göğsüm arasında kendisine yer edinen şüphe nefesimi
            kesiyordu. Kafamın içinde onlarca ihtimal, her ihtimalin ruhuma işlediği onlarca his
            vardı. En derini acıydı. Fiziksel bir acıdan ziyade ruhani bir bunalımın içindeydim.
            Onu öldürdüğüme emindim! Gözümü bile kırpmadan, yalvarışlarına kulak tıkayarak,
            bile isteye onu ellerimle öldürdüğüme emindim. Afra gerçek değildi. Bilinçaltım bana
            korkunç bir oyun oynuyordu! Kızım burada değildi!
               “Buraya nasıl geldin? Gerçek değilsin değil mi? Sen öldün. Buna eminim, kanlar
            içinde yerde yatıyordun! Kızım değilsin değil mi? Benimle oynayan lanet bir şeytansın.
            Sana inanacağımı mı sandın!?”

               Bir anda olduğum yerde dönerek Afra’nın görüntüsünü almış şeytanın kolunu
            tuttuğumda yüzünü buruşturdu ancak ses etmedi.

               “Seni lanet olası! Defol git buradan! Kızımdan uzak dur!”
               Kahkaha atarak kendisini ellerimin arasından kurtardığında göğsüm hızla inip
            kalkıyordu. Karşımdaki kızımın siluetinde bir canavar olmalıydı. Benimle oynuyordu!
            Kesinlikle benimle oynuyordu.
               “Defol buradan! Cehenneme git! Ait olduğun çöplüğe geri dön seni lanet olası
            şeytan!”
               Kan ter içinde olduğum yere çöktüğümde göz kapaklarım ağırlaştı, ardından bütün
            düşüncelerim bulandı. Hislerim beni terk ederken ne daha derine inecek kadar gücüm
            vardı, ne de olanları algılayacak dermanım.
               Karım ebediyete gittiğinde akıl sağlığımı yitirmiştim. Kontrolümü yitirip de kızımı
            katlettiğimde ise tamamen kaybolmuştum. Ruhum zaten ölüydü. Bedenim lime lime
            olmuş her geçen gün bir öncekine göre daha fazla acı çekmeye, daha fazla hırpalan-
            maya başlamıştı. Hak ettiğim buydu. Ölecek kadar, ölümün vereceği armağanı kabul


            146
   141   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151