Page 141 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 141

Önder Yılmaz | Adın Yûnus Ola!

               “Yaratılanı hoş gör, Yaradan’dan ötürü.” diye bir ses, hep şimdilerde ölmüş-
            lerin yüzleriyle geliyor ya bir taraftan ilham oluyor bir taraftan da, neyse…

               Aslında neysesi yok. Korkuyorum da.
               Ben isteyince o ses gelse olmuyor. Ha deyince olmuyor. Keyfince geliyor.
            Geliyor da sonra dilimden bir türlü gitmiyor.

               Şimdi neresi hatırlamıyorum.
               “Bir avuç toprak biraz da suyum ben
               Neyimle övüneyim işte buyum ben.”

               Bir izbe yer artık, mezarlık mıydı? Kuytu mu? Hatırlamıyorum. Dedem,
            birkaç ekmek ve yoğurt getirmiş heybesinde. Biraz daha duracakmışız. Dinlenip
            en geç akşama eve varacakmışız.

               Bu izbe yerde beyaz lekeli taşların ve yıkılmış toprak evin duvarına öylesine
            yaslanmış iki adam eliyle bana bir şeyler demeye çalışıyor. Uzakta, çok uzakta.
            Adamın sesi kulaklarımda hâlâ. Bir şey söylüyordu.

               “Sensin bize bizden yakın.”
               Bu kadarını söyleyip gitti. Demek vakti o kadarmış…

               Yalnızca o adamların sesleri mi? Artık sen bir rüyaya say ama gerçekten
            gördüm diyeyim. Yedi yaşımı bitirmek üzereyim. Kırklar düzüne. At arabasıyla
            annemin kucağında gidiyorum. Dilim yeni yeni olgunlaşmış gibi. Annemle babam
            hiç konuşmuyorlar her zamanki gibi. Bir an tekerleğe denk gelen taştan dolayı
            düşüyorum. Çeşmenin başında herkes bana bakıyor. Herkes, bana hasret gibi
            bakıyor. Herkes, bu dünyaya uzak kendinden olmayan her şeye tutkulu bakıyor.

               O an bir testi, hemen önünde duruyor.
               Doldu, taşacak diyorum…

               “Nefistir seni yolda koyan, yolda kalır nefse uyan” diyor da ben anlamıyorum.
               Yine o adamın sesi bir çığlığa dönüştükten sonra yavaş yavaş silinip gidiyor.
            Uzun bir süre susuyorum. Dilim susuyor, uslu bir çocuk gibi hiç konuşmuyor.
               Derdimi kime anlatayım, anlatamıyorum. Anlatsam ne değişir, diye değil. O
            adam var mıydı yok muydu da değil. Dinleyen olur muydu? Dinleyip de anlayan



                                                                                    141
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146