Page 151 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 151
Özge Korkmaz | Akik
dakikadan sonra. Olayları izliyordum ama idrak edemiyordum. Ne zaman selası
verildi, o zaman yerle bir oldu aydınlık. Sonrası karanlık.
Dedemi kaybettikten kırk gün sonra o şehri terk ettim. Başka bir şehre bir
yabancı gibi girdim. Benim hikâyelerim güzel başlamazdı hiçbir zaman, bunu
unutmadım. Kaçarak yaşamak mümkünse eğer yaşayacaktım. Anılarımdan,
evimden, kazdığım çukurlardan, meyve ağaçlarından. Her şeyden kaçarak.
Küçük bir ilçeye gidip ilk gördüğüm emlakçı dükkanına girdim. Dedemden
kalan az bir para ile kendime ev tuttum. Bir apartmanın bodrum katında, tek
odalı küçük bir yer. Eve girer girmez emlakçı:
-Abla biraz rutubetli ama bu paraya da…
dedi. Devamını dinlemedim. Kokuyu içime çektim ve gülümsedim sadece.
Kaçamadın bak. Kaçamazsın. Bir el sıvazlar sırtını gittiğin her yerde.
-Sorun değil, tutuyorum.
Birkaç gün sonra çıkıp caddeyi tanımaya çalıştım. Bir iş bulmalıydım. Öyle
masa başı çalışamazdım. -Zaten kimse de bana öyle iş vermezdi bunca okul
bitirenler sırada beklerken.- Çalışırken beni oyalayacak, düşünmemi en aza
indirecek bir iş bulmak istiyordum. Caddenin sonuna geldiğimde bir dükkanın
camında asılı duran yazıya ilişti gözüm.
“İkinci el kitaplarınız alınır.”
Sahaf gibi bir dükkandı burası. Gördüğüm kadarıyla içeride yeni basım
kitaplar da vardı ama, eskiler de yok değildi. Hatta birkaç plak bile görmüştüm
rafların arasında. Sanırım küçük bir ilçede olduğu için kitaplarla ilgili bütün
ihtiyacı bir dükkan karşılıyordu. Ama buranın elemana ihtiyacı yoktu. Olsa cama
ilan asarlardı. Yine de sormadan edemedim.. Dükkana girdim ve selam verdim.
-Merhaba, kolay gelsin.
-Sağ olun, hangi kitabı aramıştınız yardımcı olalım.
Kır saçlı, zayıf bir amca vardı karşımda.
-Yok, ben kitap sormak için gelmedim aslında. Yeni taşındım mahallenize, iş
arıyorum. Eleman ihtiyacınız var mı diye soracaktım. Öyle çok para istemiyorum,
ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar olsa bana yeter. Tabii sizin için de uygunsa.
151