Page 147 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 147

Özge Korkmaz | Akik
                                               Akik


                                         Ö zge K o r kma z







               Eski bir apartman, nereden baksan kırk senelik. Her katında iki daire var.
            Koridorlar taş zemin. Alt katlara indikçe rutubet kokar. En altta garaj. Apart-
            man sakinleri bir nevi kömürlüğe çevirmiş, ne geçtiyse atmışlar ellerine. Ama
            bir el var ki değdiği yeri bağ bahçeye çevirir. O el beni sevdi, “Kadın, kızım”
            diyerek sevdi. Birlikte garaja inerdik. İkindi namazından gelse de insek diye
            beklerdim. Çünkü o garajın kapısı topraklı bahçeye açılır. Ben orada doya
            doya oynardım. Toprakla oynamayı severdim. Hala toprağı severim. Ellerimle
            eşeleyerek iki yana çukur açardım. Dedem garaja su tutardı önce hortumla,
            sonra gelir benim çukurumun içini doldururdu. Ben garaja girer, suyu emince
            kalkan toprak kokusunu içime çekerdim. O el bana rutubet kokusunu sevdirdi.
            Birlikte çukurun dibinden bir yol açardık. Nehir gibi, su oradan akar giderdi.
            “Hep toprak gibi ol kızım” derdi. Ufaktım, ne demek istediğini anlamazdım.
            Ben toprağı severdim, o benim tek başıma bir dünya kurmamı severdi. Ben
            toprağını severdim, bilirim, o beni severdi.


                                                 
               Eve geldim. Gün ağarmak üzere ama sokak lambaları hala yanıyor. Müzis-
            yen adam için gece sabah başlar. Balkona çıkıp bir sigara yaktım. Gürültü yok,
            kalabalık yok. Sadece kuş cıvıltılarına karışan hafif bir rüzgâr sesi dolduruyor
            kulaklarımı. Karşı apartmanın garaj kapısı kapalı. Hemen üstündeki dairenin
            bana bakan penceresinin güneşliği çekili değil. Demek ki o odada kalan yok.
            Kim yaşar bu evde ya da diğerlerinde? Her sigaraya çıktığımda düşünürüm. Bu
            evlerde kimler yaşar? Hangi kitapları okurlar? Hangi müzik eşlik eder temizlik
            yaparken onlara? Akşam yemek sofralarında neler konuşulur? Yalnız yaşa-
            yanlar benim gibi gün doğumunu bekler mi tülün arkasında? Kaç yaşanmışlık
            biriktirir bu duvarlar?





                                                                                    147
   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152