Page 149 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 149

Özge Korkmaz | Akik

            etmedi, edemedi. Onu üzdüm diye çok korktum. Keşke hiç söylemeseydim diye
            düşündüm. Dedem elimi avuçlarının içine alıp

               -Güzel kızım daha çok küçüksün, narinsin ama yüreğin kocaman senin.
            Büyümemen gereken zamanda büyüdün. İncinmemen gereken zamanda incindin.
            Ben sana yetemiyorum, annen baban gibi olamıyorum, olamam da. Kız çocuğu
            büyütmek zor iş, hele de benim gibi yaşlı bir adam için. Ömrüm yettiğince yanın-
            dayım. Ben seni korumaya çalışırım tüm insanlardan ama Allah bir gün alırsa
            beni yanına, o gün hiç yalnız hissetme kadın kızım. Allah seninledir her zaman.
            Kalbindedir, ruhundadır. Sen kalbini temiz tut yeter ki. Çünkü orada seni yaratan
            var. Orada peygamberin var. Orada annen var, baban var, ölmüşlerin var. Hala
            sağ olanların, geçmişin, geleceğin, yaşanmışlıkların var. Büyüyünce bir adam
            seveceksin, onu yerin yurdun belleyeceksin, onu da kalbine koyacaksın. Orayı
            hep temiz tut kızım, orası kirli olursa yenilirsin. Temiz tut, tutmazsan sen de
            onlara benzersin, demişti. Bunu kulağıma küpe yaptım. Onu kalbime derman.
               Sonra bana odasından bir kutu getirdi. Anlamadım ne olduğunu, açmamı
            söyledi. Kutunun içinden altın zincirli, ucunda bordo akik taşı olan bir kolye
            çıktı. Önce dedemin bana hediye aldığını zannettim. Ben kolyeyi incelerken
            devam etti:
               -Bu annenden sana hatıra kızım. Kaza geçirdiklerinde boynundaymış. Polisler
            üstünden çıkan diğer eşyalar ile birlikte bana teslim ettiler. Çok severdi annen
            bu kolyesini, hiç çıkarmazdı boynundan. Ben de sana veriyorum şimdi, bunu
            en güzel sen taşırsın.
               Taşıyamadım. Ne kolyeyi, ne de yükünü. Annemi hep özlüyordum. Yüzünü,
            kokusunu hatırlayamasam da özlüyordum. Şimdi gözümün önünde ondan bir
            parçayı taşımak çocuk kalbime ağır gelmişti. Belki de kaybetmekten korktum.
            Annemi kaybettiğim gibi. Bu yüzden onu kimsenin bulamayacağı bir yere sak-
            ladım. Bahçeye oynamaya çıktığımda oyuncak kürekle derin bir çukur kazdım,
            içine kolyeyi attım. Toprak en güvenilir yerdir.


                                                 
               Boş günlerimi genelde stüdyoda geçirmeye alışmıştım. İşimi severek yapıyor-
            dum ve müziğin olduğu her yer evim gibi geliyordu. Sözler, kayıtlar, koşuştur-
            maca… Hepsi hayatımın güzel bir parçasıydı fakat bazı anlar içimde bir boşluk



                                                                                    149
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154