Page 227 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 227
Ayşe Nur Dağlı | Kaybolmak Aslında Büyümekmiş
Kaybolmak Aslında Büyümekmiş
A y şe N ur Da ğlı
Güneşin sihirli ışıklarının yüzüne yansımasıyla uyanıverdi. Bir anda bu günün
çok farklı bir gün olacağını hissetti. Sanki güneş bugün onun için doğmuş, hatta
ışıktan elleriyle onu uyandırmıştı. Uykunun terk etmediği hantal vücudunu
sürükleyerek pencerenin önüne geldi. Geceleri ay ışığında uyumayı sevdiği için
perdesini akşam çekmemişti. Bir anda gözlerini kapattı. Dışarıda farklı bir şey
olduğunu düşündü. Bu manzarayı bir anda görmemeli, tadını çıkartarak gözle-
rine bu şöleni yavaş yavaş vererek bakmalıydı. Uzun zamandır hasretti gözleri
bu manzaraya çünkü.
Belki her yer pembeydi, belki dünyadaki bütün uçurtmalar bugün gökyü-
zündeydi… Belki bütün çocuklar bugün bir elinde balonları, bir elinde pamuk
şekeri babasından kâğıt helva istiyordu. Kim bilir, belki bugün bütün umutlar
çiçek açmıştı.
İçinde bir şeyler büyümeye başladı. Büyüdü, büyüdü, koskocaman oldu.
Heyecandan bir an titredi. Çocukluğunda da hep böyle olurdu. Bayramdan
bir gün önce yeni kıyafetlerine bakarken heyecandan içi titrer, titreme bütün
bedenini sarardı. Ertesi gün erkenden uyanır, babasının yanına koşardı. Nazlı
nazlı babasının yanından geçer, o sihirli cümleyi söylemesini beklerdi: “Ne
güzel olmuş benim kır papatyam!” Yüzünü gülücükler kaplardı hemen. Sonra
el öpmeler, harçlıklar, gezmeler…
Bir anda yüzü asıldı. Olamazdı, öyle bir gün olamazdı. Böyle bir dünyada
ne pamuk şeker olurdu ne de balon! Olsa da siyah olurdu hepsi. Gözlerini açtı.
Kıvılcımlanan gözleri yine bir umutsuzlukla güne başlamıştı; mavi gözlerle
siyah bir güne. Ahşap masasına doğru ilerledi. Masanın üstünde dün geceden
açık kalmış, günlüğü duruyordu. Ellerini sayfaların üzerinde gezindirmeye baş-
ladı. Gözlerini kapattı. Hissetmeye başladı. Neler vardı bu sayfalarda? Acılar,
korkular, hüzünler, kırılmalar… Umut… Umut yok muydu hiç? Belki sevgi…
Sevgi var mıydı?
227