Page 61 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 61
Adnan Büyükbaş | Kim Kalır
Başka ne kalacaktı hüzünleri bölüştükten sonra.
Çoktandır yağmur da yağmıyor biliyor musun?
En çok Kadir severdi yağmur altında yürümeyi. Sonra sen.
“Rahmet,”derdi. “Temizler kiri pası. Bunu bir de yüreğimizde yağdırabilsek!”
Ağır gelirdi sözleri Nurten’e. Her sözünde ilahi bir hikmet aratırdı Kadir.
“Bırak!” derdi kızcağız ona. “Bırak her şeyi başka bir kapıya bağlamayı!”
“Ne var ki o kapıdan başka?” derdi Kadir.
Nurten’de de başka bir şey görüyordu muhakkak.
Sevebilmek, kendi türünden bir canlıyı sevebilmek neye aykırıydı ki? Suç
muydu, günah mıydı, küfür müydü?
Diyebilmeliydi.
Seviyorum, diyebilmeliydi.
Kendi yüküyle ezdi kendini Kadir. İşin kötüsü kızı da soktu girdiği mengeneye.
O da ses çıkaramadı fazla.
Düzelmesini mi bekledi.
İyileşmesini mi?
Haluk, demişti ikisine de ayrı ayrı zamanlarda öteki yokken:
“Tanrı’ya rağmen tanrılık yapmaya kalkmak zavallı ruhların hastalığıdır.
Onun dilediği şekle girebilmek için uğraşırken tuhaflaşır insan. Ona yaklaşmak
sandığınız gibi değil. İnsan, Tanrı olamaz. Öyle bir düzen kurmuştur ki o, razı
olduğu söz ve eylemleri doğrudan belirtmiştir. Elimizde gönderdiği Kitaplar var.
O kitapları insana ileten elçiler var. Eskilerin ‘mücerret’ dediği kendini toplum-
dan soyutlamak düşüncesi bu yüzyılda yaşanmaz. Yaşamak isteyen hem komik
olur, hem kendine yazık eder ve en tehlikelisi de yaklaşıyorum dediği Tanrı’dan
uzaklaşır. Kadın ve erkek iki zıt yaratık gibi görünmekle birlikte birleşmek üzere
var edilmişlerdir. Dileseydi iki Havva, iki Adem’le başlardı işe. Havva’ya Adem,
Adem’e Havva! Ve sevgi ve aşk yaratmış. İki cinsi birbirine bağlayacak güçlü
bir duygu yani. Bir de şehvet var. Sadece hayvani duygularla daha çok cinselliği
besleyen ya da cinselliğin çocuğu olan şehvet. Utanmana gerek yok Kadir! Bu
61