Page 56 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 56

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması

               Kuş can çekişiyor.
               Belki de sadece yorulup düştü.

               Öldü sanıyoruz.
               Göğsü inip kalkıyor. “Yaşıyor!” diye küçük bir çığlık atıyor Nurten.
               Gözü dahi kırpılmayan Kadir, “Yaşamaz!” diyor, donuk, ruhsuz ve en berbat
            sesiyle: “Yaşamaz! Haktan ayrılan, temiz ruhunu dünya çöplüğüne bırakmıştır.
            Temiz olmayan ise ölmüştür!”
               Haluk, uzanıp alıyor kuşu.

               Biz sadece gözlerimizle izliyoruz.
               Kuşun gagası kıpırdıyor.

               Nefes alacak galiba.
               Önce senin yüzünde hafif bir gülümseme.

               Sonra Nurten’in.
               Sonra benim.

               Kadir’de aynı metal donukluğu: “Yaşamaz!” diyor.
               Haluk’un sol avcunda sıkışıyor güvercin. Haluk’un sağ elinin baş ve işaret
            parmağı uzanıyor kuşun boynuna…
               Üzerimize fışkırıyor pembe bir kan. [bir kuştan bu kadar kan çıkması en çok
            Nurten’i hayrete düşürüyor.]
               Sonra masayı kaplıyor kan.

               Haluk’un eli kan içinde..
               Ne kadar kan!

               Küçücük bir kuştan bu kadar kan!
               Nurten hayvanın masadaki cansız bedeninde gezdiriyor ince parmağını. Kendi
            kanıyla boyanıyor zavallı kuş. Nurten nihayet kuşun ayaklarında durduruyor
            narin parmağını.
               “Aman Allah’ım şunun ayaklarına bakın, nasıl da yumuşak.”



            56
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61