Page 51 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 51
Adnan Büyükbaş | Kim Kalır
“istemiyorum artık onu. Boşanma davasını da o açsın” demiş. Arada bir fizik
tedaviye götürüyorlarmış kızcağızı. Bizi görmek istiyor mu acaba?
IX
Darmadağınık bir günbatımında çıkıp gelecekti.
Hiç gelmediği şekilde gelecekti.
Bayram sabahı gibi.
Aynalar kırarak gelecekti.
“Kendini görmeye göz lazım” mı demişti bir ara Haluk.
Dememişti.
Küsüp döndürdüğümüz sırtımız yoktu.
Astığımız suratımız, çattığımız kaşımız yoktu.
Mahzunluğumuz dinecekti. Artık gönül, gönüle çarpacaktı. Göz, gözü içecekti
kana kana.
Nasıl güzel olacaktı gelmesi.
Kapılarımıza birer kırmızı gül resmi çizecekti.
Gelmedi.
Habersiz yağıyor artık yağmurlar. Hava durumları alt üst. Hâlâ aynı aydayız.
Yaprak da kalmadı defterlerimizde. Sarı sarı bakışıyoruz. Eylül mü kopuyor
dallardan.
Dinmeyen bir sızı değildi ayrılık. Gerekliydi çoğu kez. Beslerdi sevgiyi. Ne
yakınlık artırırdı muhabbeti, ne uzaklık doğururdu unutmayı. Fakat başka şekilde
gidiş oldu Haluk’unki. Gidişini gitmekten ziyade ‘terk etmeye’ benzeten Kadir de
eskisi kadar uğramaz olmuştu yanımıza. Nurten de ilgilendirmiyordu sanki onu.
Nurten, ne kadar sessizdi son zamanlarda hatırlıyor musun?
Sen, şiir yazacaktın durgunluğuna.
Sen daha da durulmuştun.
51