Page 48 - hnc_hikaye_yarismasi
P. 48

Hasan Nail Canat Hikâye Yarışması
                                                IV

               Nurten’in kaza haberini geç duymuştuk. Utanmıştık değil mi? Kızın ne durumda
            olduğunu anlamayacak kadar uzaklaşmıştık. Doğru, kocası yüzünden aramıza
            mesafe girmişti. Eski arkadaşlarınla görüşmek yok bundan sonra demiş. Kendisini
            tapacak kadar seven bir adamı sevmediği halde niçin evlendiğini merak etmiştik de
            cevabı yine Haluk vermişti:“Nurten, intiharın en kolayını seçti” demişti. Babası,
            “evleneceksin bu çocukla!” demiş, o da evlenmişti. Hayır, diyebilirdi oysa. Böyle
            bir işte karşı koymayı bilirdi Nurten. Ama koymadı, niye. Çünkü Kadir’i seviyordu
            ve Kadir’de onu seven bir kalp yoktu. Hastanede Kadir’i gördün mü? Ne biçim
            bakıyordu Nurten’in odasına. Ben senin derini, kaşını, saçını seviyor değildim.
            Tenin içindekiydi benim sevdiğim ve istediğim fakat sen evlenmeyle bitecek bir
            aşk istiyordun benden. Yapamazdım, böyle bir ilişkiyle sevgimi öldüremezdim,
            diyordu sanki. İkisi de birbirini sevdiği halde bir tek kelime geçmemişti aralarında
            buna dair. Kız ne yaptı. Gitti, tanımadığı, sevmediği bir adamla evlendi. Haluk’un
            ‘Nurten intiharın kolayını seçti.’ sözünü şimdi anladım. Ah Kadir, girdiğin derviş
            cüppesinin içinde kim bilir ne depremler yaşıyorsun. Haluk, dememiş miydi sana:
            “Allah aşkı dediğiniz şey her kulun zannettiği şey değildir. Kula âşık olmayan O’na
            âşık olamaz. Ayrıca cinsi cinse göredir. Tanrı kendisini her şekilde zahir eder ve
            her gönülde bu zuhurun izi vardır,” dememiş miydi?
               Nurten bizim iç sesimiz oldu o hastane ziyaretinde.

               “Ben ölmedim fakat ruhum çoktan terk etti bedenimi. Sonra şu gördüğünüz
            et, kan, kemik de çürüyecek. Şimdi ölmedim ama ruhum başka bir yerde sizinle
            olacak. Kadir’in anlamadığı varlığım şu anda Kadir’i de içine alan başka bir
            bulutun içinde. Söyleyin ona, o bensiz kendini tamamlayamayacak.”
               Kadir’in hastane odasının kapısında bekleyişini hatırlıyor musun? İçeri gir-
            mesini engelleyen bir güç vardı sanki. Nurten’in yanından çıktığımızda Kadir’in
            gözlerine bakabilmiş miydin? Kan oturmuş gibiydi gözlerine. Bizi görünce nasıl
            bir delice yürüyüşle çıkmıştı hastaneden.




                                                 V
               Senin kitabın çıkacaktı.





            48
   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53