Page 157 - kappadokia_kralligi
P. 157
G- KAPADOKİALILAR’IN GELENEK VE GÖRENEKLERİ
Bunlardan Mitra , Ahamanişler tarafından güneş, ışık ve zafer tanrısı
160
olarak kutsanmaktaydı. Geniş yaylaların da tanrısı olan Mitra’nın on
bin gözü, bin kulağı ve bin duyusu vardır. Mitra kültünde tapınak olarak
160 MİTRA DİNİ/ KÜLTÜ: Zerdüşt dini öncesi İran’ın güneş, adalet ve savaş tanrısı MİTRA
(Mithra, Mithras) idi. MİTRA Kültü, M.Ö. 1400 yıllarına dayanır. Mitra tapınakları
‘mithraeum’, Mitra mağarada doğduğu için, yeraltındaki kayalıklarda bulunan mağa-
ralarda olurdu. Mağaralarda mutlaka kuyu bulunurdu. MİTRA Kültü (Güneş Tanrısı)
Hindistan’dan İran’a, oradan da batıya doğru yayıldı.
MİTRA Kültü, M.Ö. 330’larda Perslerin Makedonların Kralı Büyük İskender’e yenilme-
siyle Yunanistan, Makedonya ve Roma’ya geçti. Çok tanrılı bir din anlayışından gelen
Romalılar, tabiat kuvvetlerinin birer tanrı olduğuna, tabiatta ve hayatta olan her şeyin
tanrısal iradeye bağlı olduğuna inanıyorlardı. Roma İmparatorluğu’nda puta tapıcılık
(paganizm) resmî dindi. Tanrılar adına yapılmış özel tapınaklar vardı.
MİTRA Kültü’nün Yunanistan ve Makedonya üzerinden Batı’ya yayılmasıyla MİTRA,
Roma’da Işık Tanrısı Helios ile ilişkilendirildi. M.S. 136’dan itibaren, MİTRA Kültü’ne,
Roma dünyasının kabul edebileceği bir biçim kazandırıldı. M.S. II. yüzyıldan sonra Roma
askerleri giderek daha fazla Mitra kültünü benimsediler. Bu inanç o kadar popüler oldu
ki, Romalılar haftanın bir gününü Mitra onuruna “SUNDAY” (Sun=güneş, day=gün)
olarak adlandırdılar.
Mitra ayinleri zamanla Dionysos- Sabazius gizemlerinin yerini alırken, Mitra mağaraları
eski tanrıların yer altı tapınaklarının yerine geçti.
Mitracılar, kurtarıcılarının göklerden yere indiğine, 12 yandaşı ile son yemeği paylaştı-
ğına, öldükten sonra yeniden canlandığına inanırlardı. Mitra rahipleri uzun giysi giyerler,
çoban değneği taşırlardı. (Hıristiyan din adamları da daha sonraları aynı inanışları
Hristiyanlığın ana ilkeleri haline getirdiler.)
Mitracılar, güneş tanrısının yükselişini anmak için, “Mizd” adı verilen üzeri “Mithra
Haçı” kabartmalı, güneş biçiminde çörek yerlerdi. (Hıristiyanlar bu âdeti de benimse-
diler.) İmparatorluk döneminin sonlarına doğru “GÜNEŞ Kültü” gelişti, “Sol Invictus”
(Fethedilememiş/ Mağlup edilemeyen Güneş ) öne çıkmaya başladı.
Roma İmparatoru Aurelianus (270- 275), Sol Invictus ( Fethedilmemiş/ Mağlup Edileme-
yen Güneş ) Kültü’ nü Roma İmparatorluğu’ nun resmî dini olarak kabul etti; Roma’da,
Champ de Mars’ da, güneşi sembolize etmek üzere büyük bir anıt yaptırdı.
Başlarına güneşi simgeleyen taç takan Roma İmparatorları, güneş tanrısının yeryüzündeki
temsilcisi ve bedenleşmiş hali olarak kabul ediliyorlardı.
Mitraizm ve Sol Invictus (Güneş Kültü) inancı hızla gerilerken, Hıristiyanlık/ Yeni Din,
Roma İmparatorluğu’nun kurumsal çerçevesi içinde gelişecek yeni bir uygarlığın ide-
olojik ve kültürel temeline dönüştü. İmparator Teodosius I (379- 395), Hıristiyanlığı
imparatorluğun resmî dini olarak kabul ettirdi.
Teodosius, ayrıca, Roma’daki Vesta Tapınağı’nda Roma’nın kuruluşundan beri rahibe-
lerce yakılan kutsal ateşi söndürttü. Böylece, GÜNEŞ Kültü sona erdi. Ancak, bu kült,
Hıristiyanlık içinde varlığını sürdürmeye devam etti.
157