Page 59 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 59
[1010] 50 / HAL KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹
ve ebat özelliklerini doğrudan ilgilendir-
mektedir. Bu sebeplerden dolayı son yıl-
larda üretilen ipek halılar; müşterinin is-
tediği ebatta, formda, renk ve desen özel-
liklerinde dokunmaktadır.
Kaynakça: Celal Esat Arseven, Sanat Ansiklo-
pedisi, MEB, C II, VII fasikül, İstanbul 1983, s.
806; Mehmet Ateş, Türk Halıları, Ema
Kâğıtçılık Matbaacılık Ltd. Şti., s. 78; Bayram
Bayrakçı, Meslek Yüksek Okulları için El Do-
kusu Halıcılık, Kayseri 1997, s. 38-40; Banu
Hatice Gürcüm, Tekstil Malzeme Bilgisi, An-
kara 2005, s. 79; Bahaeddin Ögel, Türk Kültür
Tarihine Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları 638,
C V, s. 389; İsmail Öztürk, Doğal Bitkisel, Bo-
yalarla Yün Boyama, Ürün Yayınları, Ankara,
s. 30; Turgay Tuna, “Kayseri İpek Halıları”,
Skylife, Yıl: 17, S 175, İstanbul, s. 62.
Sipariş üzerine dokunan tablo desenli ipek Kaynak Kişiler: İrfan Akkan (Çınar Halıcılık);
halı (Z. Şahin) Ahmet Berber; Mehmet Karaman (Kayseri’de i-
pek boyamacılığı ile uğraşan bir esnaf); Ertuğrul
retimi daha da gerileyebilir. Uyumaz (Üçler Halıcılık).
İpek halıların yurt dışından ve yurt için- ZAHİDE KAYIŞOĞLU ŞAHİN
den özellikle istenmesi; bu halıların elle
dokunması, sanat eseri olarak kabul edil- HALİD BEY bk. KARAKAYA, HALİT
mesi, tablo gibi görülmesi ve dekoratif
bir ev eşyası olmasındandır. Bu istekler- HALİL (ÂŞIK)
de; ipek halılarda kullanılan renk, desen Şair. Hayatı hakkında bilgi yoktur. Ancak
Kayseri Eski Tapu Kayıtlarından edinilen
bilgiye göre şairin, Çandır Mahallesi’-
nden olduğu bilinmektedir. Âşık Halil’in
arşivlerimizde iki şiiri mevcuttur. Biri
dört kıtalık koşması diğeri de yaş destanı-
dır. Bilindiği üzere en zor şey, şiirleri az
olan şairler hakkında söz söylemektir.
Birkaç şiirden yola çıkarak bir şairin kül-
türü ve edebi kişiliği hakkında hüküm
vermek kolay değildir. Bilhassa âşıkların
saz çalıp çalmadığı, bir tekkeye veya bir
tarikata bağlı olup olmadığı bir iki şiirle
anlaşılmamaktadır.
Âşık Halil’in şiirlerinden birine örnek:
YAŞ DESTANI
Bir çocuk anasından doğunca
Vücudunu yağlamaya tuz ister
Ara yerde üryan püryan kalınca
Sırtını hem örtmeye bez ister
Bir yaşında dizin dizin sürünür
İki yaşında adım adım yürünür
Üç yaşında dili divan kurulur
Yeşilhisar halısı Dört yaşında söylemeye söz ister