Page 62 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 3
P. 62
KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹ HAL / 53 [1013]
büyük kısmı tarafından kabul edilen ve nunda karıncaların yuvadan çıktığı dö-
bu kabul doğrultusunda uygulamalara nemde karınca yuvalarının ağız kısmın-
dönüşen inanışlardır. Bu inanışlar ziyaret daki yeni toprak, küçük keselere kona-
mekânları, nazar, uğurluluk/uğursuzluk, rak cüzdanda bereket getirmesi için taşı-
geçiş dönemleri vb. ile bağlantılı olarak nır. Az gibi görülen yemek ve içeceklerin
uygulanabilir. dağıtılmasından sonra artması duru-
Kayseri ve çevresinde yaygın olarak gö- munda bu yiyecek veya içeceğin bereket-
rülen birkaç halk inanışı (alfabetik olarak lendiğini ifade etmek için “Hızır elini
sıralanmıştır): değmiş” denir.
Alkarısı: Doğum geçiş döneminde gö- Kırklama ve Kırk Basması (Kırk Ka-
rülen bu inanış oldukça yaygındır. “Alka- rışması): Bir bebeğin dünyaya gelmesin-
rısı”, “alanası” veya “alkızı” olarak da den sonra kırk gün sayılır. Bu kırk gün
adlandırılan bu yaratık insan-hayvan ka- boyunca anne ve bebeğin birçok dış teh-
rışımı bir görünüşte tanımlanmakta, saç- likelere açık olduğu kabul edilir. Kırkıncı
larının dağınık, uzun boylu, uzun tırnaklı, günde bebek ve anne yıkanarak kırkı çı-
çok çirkin, vücudu yağlı, küçük el ve a- karılır, yani bebek ve annesi kırklanır.
yaklı olarak tasvir edilmekte, ayrıca yöre- Kırklama işleminde anne ve bebek yıka-
den yöreye ufak farklılıklar gösteren ö- nır. Yıkanma işlemi bitmeden anne ve
zellikler belirtilmektedir. Adından da an- bebeğe yumurta sürülür ve üzerine çöre-
laşılabileceği gibi genellikle dişi olduğu kotu serpilir. Yumurta ve çörekotunun
kabul edilmekle birlikte halk arsındaki anne ve bebeğin ağrı-sızısını alacağı ina-
bazı anlatılarda erkek albastıların olduğu nışı yaygındır. Bu inanış her iki nesnenin
da ifade edilmektedir. Alkarısının, vira- de şifa kaynağı olarak bilinmesiyle ilgili
nelikler, su kenarları, çeşme başı gibi olmalıdır. Kırkı çıkmamış bebeklerin
yerlerde bulunduğu düşünülür. Alkarısı karşılaşması hâlinde bu iki bebekten güç-
veya alanası adıyla bilinen bu varlığın lo- lü olanının diğerini basacağına inanılır.
ğusalara musallat olduğu yaygın bir ina- Bu durumda diğerine göre daha zayıf
nıştır. Özellikle loğusanın ciğerini söke- olan bebeğin büyüyüp gelişemeyeceği i-
rek su kenarına gittiği çok yaygın bir ina- nanışı yaygındır. Bunun önüne geçmek
nıştır. Alkarısının loğusaya zarar verme- için kırkı çıkmamış çocuklara çengelli
sini engellemek için bazı koruyucu işlem- iğne takılır veya iki çocuğun ailesi iğne
ler yapılır: Loğusa yalnız ve karanlıkta alışverişi yaparlar. Kırk basmasında iğne
bırakılmaz. Yanına demir bir eşya (ma- alışverişi yapılmamış ve çocuk zayıflama-
kas gibi) veya bir erkeğe ait bir eşya (ce- ya başlamışsa bebek, ziyaret yerlerine
ket, şapka, silah gibi) bırakılır. Loğusaya götürülür.
al kurdele bağlamak veya bebeğe ve an- Nazar: Halk arasında bazı kişilerin ba-
neye kırmızı renkli bir kıyafet giydirme- kışları ile insan, hayvan veya nesnelere
nin de koruyucu olduğuna inanılır. Bu- zararının dokunduğuna inanılır. Bu etki-
nun haricinde odaya sarımsak veya ye “nazar” denilmektedir. Nazarı değme-
Kur’an-ı Kerim de konulabilir. si muhtemel kişiden “Maşaallah” demesi
Bağlama/Bağlanma: Dinî nikâh kıyılır- istenir. Bu kişinin nazarı değmemesi için
ken yeni evlenen delikanlının bağlanma- Felâk ve Nas sureleri okunur. Bu surele-
ması için orada bulunanlardan ellerini rin okunmasının haricinde üzerlik yak-
açık tutmaları ve herhangi bir şey bağla- mak, un tütsüsü yapmak, kurşun dök-
mamaları istenir. mek gibi uygulamalar da hâlen devam
Bereket İnanışları: Hıdrellez gecesi gül etmektedir. Nazarı değen kişinin terliğin-
dalına asılan bozuk paraları cüzdana den bir parça kesilerek yakılmasının bu
koymanın bereket getireceğine inanılır. kişinin nazarını etkisiz kılacağı inanışı da
Aynı şekilde gelinin başından saçılan mevcuttur. Eve kuru havyan kafatası, ü-
bozuk paranın da bereketli olduğuna i- zerlik otu, iğde dalı asmak da koruyucu
nanılır ve cüzdanda taşınır. Baharın so- niteliği olduğu düşünülen uygulamalar-