Page 279 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 279

[750] 270 / EV                     KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹


                                    den  bağımsız  olarak,  yörenin  doğasını,   Mekân  ve  Eşya  Kullanımı:  Evlerdeki  her  oda
                                    bitki ve hayvanlarını tanıma olanağı bu-  çok amaçlı olarak oturma, yatma, yemek
                                    lan  çocuklar,  yaşıtlarıyla  büyür,  doğada   yeme,  ibadet  etme  gibi  çeşitli  amaçlar
                                    özgürlüğün tadını çıkarır, karar verme ve   için  kullanılmıştır.  Belli  bir  faaliyet  için
                                    sorumluluk yüklenmeyi öğrenir; kadınlar   gereken  eşyalar  ortaya  getirilmiş,  kulla-
                                    rahat bir sosyal ortam ve doğa güzelliği   nıldıktan  sonra  kaldırılmıştır.  Geceleri
                                    içinde gezer tozar, kış için yiyecek (hazın)   sedire  veya  yere  serilen,  gündüz  yüklü-
                                    hazırlardı. Yaşlı erkekler bağda kalıp va-  ğe yerleştirilen yatak ve yorganlar; yemek
                                    kitlerini ibadet ve akranlarıyla görüşerek   zamanı ortaya çıkarılan, yendikten sonra
                                    geçirirken;  yetişkin  ve  genç  olanlar  gün   kaldırılan daire biçimli alçak yer sofrası,
                                    aydınlanırken binek hayvanları veya ara-  mantı doldurmak, yaprak sarmak için ku-
                                    balarla kente iner; güneş batarken bağla-  rulan düzen, namaz kılmak için yere seri-
                                    rına dönerlerdi.                     len seccade... Kolay taşınan hafif eşyalar,
                                    Aile İçi Roller: Ailede erkeklerin rolü önem-  portatif  sehpa  veya  masalar,  çok  sayıda
                                    li görülse de, son sözü evin en yaşlı erke-  minder, yastık, şilte ve benzeri aksesuar;
                                    ği söylese de, erkek çocuklar daha çok ö-  oda zeminlerinin düzgün, yalın ve gerek-
                                    nemsense de, Kayseri’de en başından beri   siz şeylerden arınmış ve ferah görünmesi-
                                    kadın evin direği olagelmiştir. Yemeği pi-  ne katkıda bulunmuştur. XIX. yüzyıl son-
                                    şiren, çocukları büyütüp terbiye eden, e-  larına  kadar  Kayseri’de  batı  dünyasının
                                    vi  çekip  çeviren,  yetmeyeni  yetiren,  aile-  kullandığı anlamda mobilya yok gibidir.
                                    nin  insanî  ilişkilerini,  akraba  ve  komşu-  İnsanlar sedirde veya yerde, şilte ve min-
                                    larla etkileşimi düzenleyen kadındır. Ha-  derlerin  üstünde,  yastıklara  yaslanarak,
                                    li  vakti  yerinde  olan  ailelerde  ise  kadın-  bağdaş kurarak veya en rahat edecekle-
                                    lara yardımcı olmak için işlerin bir bölü-  ri şekilde oturmuşlardır. Mobilyalar, ba-
                                    münü hizmetçiler yapmıştır. Ailenin iliş-  tıdan gelen etkilerle, XIX. yüzyıl sonları-
                                    kide olduğu yakın köylerden getirilen yok-  na  doğru önce ayanların veya hali vaktin-
                                    sul kız çocuklarının “evlatlık” veya “besle-  de ailelerin evlerinde ortaya çıkmış; ma-
                                    me” olarak büyütülür; evlenme yaşına ka-  sa, sandalye, koltuk, sehpa, konsol, kar-
                                    dar ev işlerinde çalıştırılıp kısmeti çıktığın-  yola gibi eşyalar yavaş yavaş diğer evle-
                                    da “evin kızı” olarak evlendirilirdi. Bu du-  re  de  girmiştir.  Ya  İstanbul’da  üretilen,
                                    rum bir dereceye kadar bugün bile izleri-  ya da Avrupa’dan getirilen bu tür mobil-
                                    ni gördüğümüz, oldukça yaygın bir âdetti.  yalar uzunca bir süre fazla benimsenme-
                                    Cinsiyet ayrımı günlük yaşama damgası-  miş, bir statü sembolü olarak odaların bir
                                    nı vuran bir etkendi. Para kazanma, aile-  köşesinde iğreti bir şekilde kalmıştır.
                                    nin geçimini sağlama ve ev için alışveriş   Isıtma:  Ağır  kış  koşullarına  rağmen,  eski
                                    yapma  erkeğin  göreviydi.  İmparatorlu-  Kayseri evlerinde ısınmayla ilgili çok az
                                    ğun  birçok  kentinde  olduğu  gibi,  eski   önlem alındığını söyleyebiliriz. XIX. yüz-
                                    Kayseri’deki erkekler de gün boyu kadın-  yıldan  önce  yapılan  evlerde  ocağın  ol-
                                    sız veya kadının pek giremediği bir dün-  duğu tek mekân tokanaydı ve oradaki o-
                                    yada yaşamıştır. Hatta geceleri bile bağda   cağın  temel  işlevi  de  yemek  pişirmekti.
                                    ya  da  kentte,  aralarında  düzenledikleri   Diğer odalarda ısınmayla ilgili kalıcı bir
                                    “oturma” toplantılarında kadınlardan ay-  düzenleme pek görülmez. Evlerde yaygın
                                    rı  kalmışlardır.  Sünnet  düğünleri,  nişan   olarak  kullanılan  ısınma  araçları,  çeşitli
                                    ve  düğün  törenleri  bile  erkek  ve  kadın   tip ve büyüklükteki mangallardı. Bunlar
                                    grupları için ayrı ayrı yapılagelmiştir. Bu   ya mutfaktaki ocakta kor haline gelmiş a-
                                    tür ayrımlar toplumsal cinsiyete bağlı iki   teşten alınan parçalarla ya da avluda özel
                                    ayrı dünyanın yaratılmasına, her cinsiye-  olarak hazırlanıp yakılan odun kömürüy-
                                    tin diğerinin sorun ve ayrıcalıklarına ya-  le  hazırlanır,  çevresini  ısıtırdı.  İnsanlar
                                    bancı  kalmasına  neden  olmuş  ve  doğal   mangalı yanlarına çeker ya da çevresin-
                                    olarak aile ve toplumda çağdaş ölçülere   de toplanır ısınmaya çalışırlardı. Kış gü-
                                    uymayan etkileşimler doğurmuştur.    nü, yerel deyimle “odanın soğuğunu kı-
   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283   284