Page 278 - Kayseri Ansiklopedisi Cilt 2
P. 278

KAYSER‹ ANS‹KLOPED‹S‹                            EV / 269 [749]


           şildi. Her evin avlusunda en azından bir-
           kaç meyve ağacı, bir üzüm asması, mev-
           simlik çiçek ve sebzelerin yetiştirildiği bir
           toprak parçası bulunurdu.
           Mahalle kavramı geleneksel Kayseri ya-
           şamında önemli bir yere sahipti. “Mahal-
           le” kent içinde sadece fizikî bir varlık ol-
           manın  çok  ötesinde  sosyal  bir  birimdi.
           Çoğunlukla komşular arasında hoşgörü,
           anlayış;  sosyal  ve  ekonomik  dayanışma
           hatta güçlü bir birlik ve beraberlik görü-
           lürdü.  Aileler  oturdukları  sokak  ve  ma-
           halledeki  insanlara  karşı  saygılı  ve  so-
           rumlu, yakın komşularıyla sıcak bir dost-
           luk içindeydi. Doğum, ölüm, nişan, dü-
           ğün,  Müslüman  çocukların  sünneti  ve   Yüklük
           dinî bayramlar, komşuları bir araya geti-
           ren  önemli  olaylardandı.  Müslümanlar
           Hristiyanlara, onlar da Müslümanlara il-  ğullarını  evlendirmek  isteyen  anneler
           gi ve saygı gösterirlerdi. Mahalle sakinle-  için kız beğenmek, kız ailelerinin davra-
           ri genel olarak okul, çeşme, fırın, bakkal,   nış  biçimlerini  gözleyip  gelin  adaylarını
                                               sınamak, hamamların doğal ortamların-
           bazen de hamam gibi ortak kurum ve hiz-  da rahatça yapılabilmekteydi.
           metlerden  birlikte  yararlanır,  sosyal  ve   Yaz ile Kış Yaşamı Arasındaki Farklılaşma: Anado-
           kültürel değerleri paylaşırlardı. İçme su-  lu’nun birçok yerinde olduğu gibi, Kayse-
           yu,  mahallede  yer  alan  çeşmelerden  bi-  ri’deki geleneksel yaz yaşamı da bağlarda
           rinden getirilir; evde yoğrulan ekmek ha-  geçmiştir. Bağcılık günümüzde devam e-
           muru, hazırlanan halka, kete, un kurabi-  diyor olsa da, gün geçtikçe önemini kay-
           yesi, tatlı tuzlu gibi yiyecekler pişirilmek   betmekte, her yıl daha da azalan sayıda
           üzere  mahalle  fırınına  götürülürdü.  Fı-  aile  bağa  göçmektedir.  Oysa  1950-60’lı
           rınlar aynı zamanda -özellikle soğuk gün-  yıllara  kadar,  çok  yoksullar  ve  dış  dün-
           lerde- yaşlıları ve mahallenin işlerini gö-  ya ile ilişkilerini yürütecek erkek üyeleri
           ren  hizmetlileri  bir  araya  getiren  sosyal   olmayan aileler dışındaki yerli halkın he-
           bir mekândı. Benzer yaş grubundaki ço-  men hepsi, yaz başında Erciyes eteklerin-
           cuklar,  oturdukları  sokak  ve  alana  göre   deki yazlıklara göçerdi. Sadece yaz ayla-
           küçük  gruplar  oluşturur,  birlikte  oynar-  rında kullanılan bağlar kentten yüksekte,
           lardı. Oyun grupları ve çocuklar arası et-  serin rüzgârlara açık konumdadır. Bahçe
           kileşimi,  din  benzerliğinden  çok,  evleri-  ve bağlar içine seyrek bir şekilde serpiş-
           nin ve ilgi alanlarının yakınlığı belirlerdi.   tirilmiş olan bağ evleri, her aile için tek-
           Geleneksel yaşamın önemli bir kurumu   lifsiz, özgür ve rahat bir ortam sağlardı.
           da  hamamlardı.  Her  evde  yıkanma  ola-  Kentin bunaltıcı havası, fazla yoğun ve sı-
           nağı  bulunsa  da,  hamamlar  insan  yaşa-  kışık  denebilecek  yaşam  ve  yerleşim  ö-
           mında vazgeçilmez bir yere sahipti. Kay-  zelliklerine karşın bağlar, üzüm asmala-
           seri’de kadın ya da erkek herkes haftada,   rı, ağaç, çiçek ve sebze tarhlarıyla dağınık
           on beş günde veya üç haftada bir hama-  bir yerleşim içinde, serin ve zengin bir kır
           ma giderdi. Hamama gitme, temizlenme   yaşamı  sunardı.  Topoğrafya  ve  doğada-
           ve  dinlenme  yanında,  özellikle  kadınlar   ki zenginlik ve çeşitlilik, her yerleşim için
           için, bir sosyalleşme boyutu taşımaktay-  diğerlerinde bulunmayan manzara, su o-
           dı: Aile bireyleri ya kendi başlarına, ya da   lanakları;  yetiştirilen  meyve  ve  sebzede
           komşuları ve akrabalarıyla, günün uzun-  tat ve koku farklılıkları getirmekteydi.
           ca bir bölümünü hamamda yıkanıp eğle-  Bağlardan en çok yararlananlar yaşlı er-
           nerek, yemek yiyerek geçirirdi. Ayrıca o-  kekler, kadın ve çocuklardı. Büyüklerin-
   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282   283