Page 65 - kayseri_mutfagi
P. 65

Geçmi ş t en Ge l eceğ e
                                                     KA Y SERİ MUTF A ĞI








                         Pastırma














                         Pastırmanın tarihçesi
                         Pastırmayı ilk yapanlarının Türkler olduğunu ve Türklerin Orta Asya’dan göçü ile birlikte
                         Anadolu ve Avrupa’da yapılmaya başladığını Romalılardan öğreniyoruz. Antalya’lı Ami-
                         anus’un M.S. 273-275 tarihlerinde yazmış olduğu eserinde, Hun Türklerinin atın üstünde
                         baldırları ile ezdikleri yarı pişmiş etleri tükettiklerinin bahsi geçer. Macar müzelerinde
                         bulunan Hun Türklerine ait iki cepli at eyerlerinden yola çıkarak kurumuş etleri bu
                         çantalarda taşıdıkları varsayılır. Oğuzların da aynı şekilde et kurutma geleneklerini
                         Anadolu’ya taşıdıkları ve bu sanatın Orta Asya kökenli olduğu kabul edilir.
                         Pastırmanın içerisine Evliya Çelebi zamanında kimyon konulduğu ve yüz sene öncesine
                         kadar ise çemenli karışıma biber katılmadığı söylenir.

                         Pastırma etimolojik olarak yapım şeklinden adını alır. Eski Türklerde at üzerinde uzun
                         yolculuklar için bulunan bu et saklama yönteminde at ile sürücünün baldırı altında iki
                         parça halinde sıkışan ‘bastırılan’ etler uzun süre dayanır. Pastırma uzun seferler için
                         sağlam bir beslenme kaynağıydı. O dönemlerde adına “kurut” deniliyordu.

                         Kayseri’de geleneksel pastırma yapımı şöyle idi; Yaz boyunca otlatılarak beslenen inekler
                         bağ dönüşünde Kayserilerce satın alınıp evlerde kesilirlerdi. Eve çağrılan usta kasaplar
                         hayvanın değişik yerlerinden farklı isimlerle anılan pastırma çeşitlerini çıkarırlar. Ayrılan
                         etler tuzlanır, sonra tuzdan çıkarılıp acı kuyu suyu ile yıkanır ve üst üste dizilerek üzer-
                         lerine ağırlık konulur. Bu şekilde suyunu kaybetmesi için birkaç gün bekletilirdi. Buna
                         pastırmaların denkte olması denilir. Türküde geçen ‘Yekte yavrum yekte, bastırmalar
                         denkte....’ bu aşama için söylenmiştir.

                         Denkten alınıp yine aynı su ile yıkanan pastırmalar 4-5 gün güneşte kurutulur, bir kısmı
                         çemen teknelerinde hazırlanmış özel karışıma batırılarak 10 gün yahut daha fazla bek-
                         letilir. Bu sürenin sonunda çıkartılıp fazla çemen sıyrılır ve mümkün ise açık havaya
                         asılarak, değil ise bodrumda asılarak muhafaza edilirdi.

                         Etlik (pastırma) zamanı Kayseri için çok önemlidir. Etlik zamanı için sonbahar ayazla-
                         rının başlaması beklenir ki et asılıp kendiliğinden kuruyabilsin. Bu dönem Kayseri’de
                         erzak zamanıdır.

                                                                                                                        65
   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70