Page 59 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 59
Kayseri’de Ticaret ve Sanayi
Halil Paşa zamanında bunlar askeri yetkililer tarafından idare edilmeye başlamıştır.
Kalhaneye, “arıtım, dağıtım” evi de diyebiliriz.
Güherçile tedarikinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle devlet, madenlerin bulunduğu
yerlerde “güherçile fabrikaları” kurarak denetimi ele geçirmek istemiş. Bu amaçla Kon-
ya’da H 1258 (M 1842) ve Kayseri’de H 1259 (M 1843) yıllarında birer güherçile fabrikası
kurulmasına karar vermiş.
Kayseri “kalhanesi”, Selçuklu’dan kalma bir kervansarayda faaliyete geçmiş ve uzun
süre Konya’da olduğu gibi Ermeni mültezimler tarafından idare edilmiş. R 1295 (M 1879)
yılında son mültezim Sebuh’tan devren teslim alınarak Tophane Muşiriyeti’nin deneti-
mine girmiştir. İlk idarecisi de Alay Emini Servet Bey’miş. Kayseri güherçile fabrikasının
kurulması sırasında devlet bu “kalhaneleri” çalıştıran esnafın elindeki alet, edevatı ve
bakır kazanları satın almış, çalışanları da istihdam etmiş.
“Zaman zaman mali sıkıntı çeken Konya ve Kayseri fabrikaları ile ilgili fazla bilgi
sahibi olmadığımızdan faaliyetleri ve kapasiteleri hakkında fazla bilgi sahibi değiliz.”
diyor Birol Çetin, Osmanlı İmparatorluğu’nda Barut Sanayi (1700-1900) isimli çalışma-
sında. Benim de, neredeyse tamamen yararlandığım bu eseri, Kültür Bakanlığı, 2001
yılında “Kültür Eserleri Dizisi/329” numara ile yayımlandı.
Bir başka kaynakta; Kayseri’de bulunan en önemli tesis de güherçile fabrikasıydı.
Kayseri, Konya ve Niğde’de yılda toplam bin kantar üretiliyordu, bilgisine ulaşıyoruz.
“Kantar”, eskiden kullanılan bir ağırlık birimi olup 56,5 kg ya da 44 okka’ya karşılık
gelmekte. Barut ile ilgili son bir notumuz da şu: Dumansız barutun imali ve silahlarda
kullanılmasıyla birlikte, Almanlar ile yapılan işbirliği sonucunda Osmanlı Dumansız
Barut Fabrikası’nın kurulması gerçekleşmişti.
1864 yılında güherçile fabrikası, “Güherçile Fabrika-i Hümayunu” yani Devlet güher-
çile Fabrikası adı altında yeniden yapılandı. Hacıkılıç Camisi’nin kuzey bitişiğinde (Fabrika
Caddesi) faaliyet gösteren bu fabrika, İmparatorluğun önemli bir kuruluşuydu. Caminin
yanındaki Medrese de 1900’lu yılların başında fabrikanın deposu olarak kullanılıyordu.
Ahmet Hilmi Kalaç’ın bildirdiğine göre 1911’de, Güherçile, “serveti ma’deniye” olarak
niteleniyor. Kayseri merkezinde 110 güherçile ocağı, yerel deyimle “kârhâne”, mevcutmuş.
Civar kaza ve köylerde ise 30 ocak varmış. 140 ocaktan yıllık 133 bin Osmanlı okkası ham
güherçile elde edilirmiş. Bunun 3 bin okkası fabrikadan, geri kalan da esnaf tarafından
üretilirmiş. Bundan da senede toplam 365.750 kuruş gibi bir gelir elde edilirmiş. Güher-
çilenin, harp sanayinde, barut imalinde kullanıldığını biliyoruz.
59