Page 61 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 61
Kayseri’de Ticaret ve Sanayi
malikâne usulüyle işletilen boyahanenin 600 kuruşluk geliri, 1730’lu senelerde yasak
olmasına rağmen açılan yeni boyahaneler dolayısıyla azalmaya başlamıştır. (Karagöz,
Mehmet)
Emine Erdoğan Özünlü çalışmasında, boyahaneler ve bunlardan alınan vergi ile ilgili
şu bilgiyi veriyor: “XVI. yüzyılda tekstil sanayisinin vazgeçilmez işletmelerinden biri
de boyahanelerdir. Kent ekonomilerinde önemli bir yere sahip olan ve Osmanlı sanayi
sektörünün bir parçası olan boyahaneler, kumaş ve ipliklere renk ve desen kazandırmak
için kullanılmaktaydı. Karşılaştırılan kentlerde boyahanelerden alınan verginin önemli
bir oranda olduğu görülmektedir.
Ankara’da boyahaneden alınan vergi, 1523 tahririnde 52.333 akçe, 1571 tahririnde ise
53 bin akçe olarak kaydedilmişti. Bu vergi kaleminden alınan vergi Trabzon’da hem 1520
hem de 1554 tahririnde 7 bin akçe, Kayseri’de 1500 tahririnde 8.640, 1520’de 30 bin, 1570
ve 1584 tahririnde ise 45 bin akçeydi ve Kayseri’de bu işe ayrılmış sokak ve avlular vardı.
Sadece boyahaneler değil mukataa yoluyla alınan cendere ve damga vergisi de kent-
lerdeki sanayi faaliyetinin bir göstergesiydi. Bu vergi, Kayseri’ye ait tahrir kayıtlarında
boyahane vergisi ile birlikte tek kalemde kaydedilmiş olup, 16. yüzyılın ikinci yarısına
doğru artış göstermiştir (1520’de 30 bin, 1550’de 8.640, 1570 ve 1584’de 45 bin akçe).
Bu durumun bir delili de 1584 yılında Kayseri’de manifaturacılar çarşısında bulunan
terzilerden, hokkacılardan ve başka dükkanlardan alınan icarlardan elde edilen 14 bin
akçelik gelir ile devlete ait boyahanenin icarından alınan 150 akçenin II. Bayezıd’ın oğlu
Şehzâde Şehinşah’ın Lalasının vakfına tahsis edilmiş olmasıdır”.
Boyar maddeler
Bu dönemin önemli bir sanayi dalı da boyahanelerdir. Buralarda yün, şal, kumaş,
deri ve sahtiyan gibi maddeler boyanırdı. Kayseri’de yetişen cehri de bu boyalara katılıp
bunların kalıcılığını sağlayan önemli bir kimyasaldı. Elvancılık denilen boya sanayi çok
gelişmişti.
“Tarih boyunca tekstil üreticileri ihtiyaç duydukları boyaların çoğunu elde etmekte
sıkıntı çekmemişlerdir. Bunların en önemlisi kökboyasıydı. Avrupalı ve Osmanlı
tüketicileri çok rağbet gösterdiği parlak ‘Türk kırmızısı’ kızılkök denen bitkiden elde
ediliyordu. Kökboyası pek çok bölgede üretiliyordu. Bunların arasında Konya’nın güne-
yindeki dağlık yöreler de bulunuyordu. Kökboyası buralardan Toros dağları yoluyla
İzmir’e ve daha sonrda Avrupa’ya gönderiliyordu. (…)19. yüzyılın ikinci yarısından
kullanılan boya maddelerinden biri de ala cehri idi. (…)Kayseri yöresinde hem yerel iplik
61