Page 91 - kayseride_ticaret_ve_sanayi
P. 91

Kayseri’de Ticaret ve Sanayi
            geceli-gündüzlü yola devam etmek şartıyla; lazım gelen soğuk ve ayazı yuta yuta, kuru
            tahta üzerinde Kayseri’ye geldim. Şehirde gezerken Mutassarrıf-ı Sabık Muammer
            Bey’in; Asar-ı himmet olarak tebdilat ve tekellümatından bir sima gördüm. Mezarlıktan
            yol açılmış ne güzel. Şehre girmek için de yol hazırlanmış. Caddede lüx lambalarının
            direklerini gördüm. Lambaları yoktu. Sebebini sordum; ‘Lambalar bozuldu, burada
            tamiri mümkün olmadığından Belediye kaldırdı.’ dediler.

               Kapalı çarşıyı gezdim. Kayseri’nin çarşıları hep kemerli ve güzeldir. Fakat bu kapalı
            çarşının medhaline sonradan ilave edilen tahta örtülü kısımlar güzel değildi. Fırınlarda,
            kasap ve manav dükkanlarında sürü sürü sinekler görülüyor. Bilhassa fırınlarda pişecek
            ekmeklerin üzerine sığırcık sürüsü gibi sinekler çöküyor. Çarşılarını gezdikten sonra
            Kale tarafına geldim. Bu kalenin etrafındaki derin hendekler; kirli, yeşil, pis su ile dolu.
            Sıtma yuvası!”
               “Kayseri’ye ticari amaçlı ilk otomobil 1910 yılında getirilmiş. Talaslı Mehmet Ağa ve
            Yahyazade Kadir Ağa, Kayseri-Ereğli arasında işletmek üzere otomobil getirmek isterler.
            Dönemin hükümetinden zor izin alarak İtalya’dan üç otomobil getirtirirler. Araçlar vapur
            ile İstanbul’a oradan Ereğli’ye gelir. Ereğli’den üç günde Kayseri’ye gidebileceklerini
            sanırlar. Bunun için telgraf da çekerler Kayseri’ye. Kayseri halkı büyük küçük, çoluk
            çocuk yollara dökülür, merakla beklerler otomobilleri. Ancak bir hafta sonra, toz bulutları
            içerisinde otomobillerden ikisi çıkagelir. Diğeri yolda kalır. Büyük kalabalık eşliğinde
            Kayseri’yi gezerler. Talas’a birkaç sefer yaptıktan sonra, yollar elverişli olmadığından
            tekrar Ereğli üzerinden İstanbul’a götürülür, orada satılır.”(Erkiletlioğlu, Halit). Yine
            Erkiletlioğlu’ndan öğrendiğimize göre, Kayseri’de ilk sürücü ehliyetini 1929 yılında
            Talaslı, “Gayretli” lakaplı Mehmet Ağa almış. Hayretttin oğlu Mehmet Akmehmetoğlu
            şoförlüğü, Batum’da askerlik sırasında öğrenmiş.

               Kayseri’de, ticari anlamda taksi işletmesi, Erciyes Taksi… Kale dibi Meydan tarafında
            kuruldu. 1950’li yılların başında. Kurucusu da, soyadını anımsayamadı bilgi veren Fikret
            Büyükkürkçü, Vali şöforu Mustafa Beyin kardeşi “Memiş” ve “Şöfor Aziz” imiş. Önce
            üç taksi ile durağı kurmuşlar. Sonra beşe çıkmışlar. Çıkınca da “koçuya” yani düğün
            alayına/seymen çıkmaya başlamışlar. 1950’de Celal Bayar Kayseri’ye geldiğinde konvoya
            bu beş taksi iştirak etmiş. Bu durağın diğer ilkleri de şunlarmış: Halil Bayraktar, Salih
            Berket, Mahmut Kılnamaz ve Muharrem Usta (Çöpbacak).

               Mehmet Şahin tarafından hazırlanan ve merhum Arif Molu’nun hayat hikayesini
            anlatan eserinde, oğlu hukuk doktoru Sait Bey; “…Babamlar züccaciye işi yaparken,
            1922-1923 yıllarında arkadaşı Mehmet Karamancı ile beraber İstanbul’dan mal getirip
            satmaya başlamışlar. O tarihte Kayseri’ye henüz demiryolu gelmediği için karayolu





                                                                                    91
   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96