Page 81 - kayseriden_kopan_turku
P. 81

Türk Halk Musikimizin gelişmesinde çok değerli mahalli âşıklarımız yanında, olağanüstü yetenekleri olan
            mahalli sanatçılarımızın da büyük etkisi vardır.
            Kayseri, Anadolu’da Müslüman Türk’ün ilk başkentlerindendir. Bu bakımdan köklü bir kültürel geçmişi
            vardır. Milletimizin dini ve sosyal hayat hikâyesi türkülerimizde gizlidir. Bir değerli yazarımızın çok değerli
            bir deyişiyle;
             “Türk’ün romanı türkülerimizdir.” der.

            Kayseri sadece ulemaları ile değil, aynı zamanda âşıkları, müzisyenleri ile de meşhurdur. Son 40 yıl içeri-
            sinde bilimsel metotlarla halk musikisine yaklaştığımız zaman bu konuda Kayseri’nin musıki dünyasının
            ne kadar zengin olduğu görülür.

             Yakın zamana kültürü oluşturan Kapadokya ve Kayseri coğrafyasında Türk edebiyatına imza atmış nice
            âşıklarımız içerisinde Karacoğlan, Dadaloğlu ve Develili Seyrânî; türkülerimize kaynaklık, icra  ve taşıyıcı
            görevi de üstlenen  değerlerimiz de vardır. Hemen aklımıza gelenleri şöyle özetleyebiliriz:

            Bünyan’dan Adnan Türközü, Zekeriya Bozdağ, Develi’den Yusuf Dağdelen(Seyrânî Hoca) yanında, uzun
            yıllar Kayseri’ye bağlı kalan Ürgüp’ten de Refik Başaran ile Avanoslu Selahattin haklı bir şöhreti yakalayan
            değerlerimizdir.Bugün taşıyıcılar tarafından hem kendileri ve hem de nice sanatçılarımız türkülerimizi
            unutulmaktan kurtarıp plaklar kanalıyla Türkiye’mizde “Kayseri tavrı”nı yaygınlaştırmışlar ve bu konuda
            ekol olmuşlardır.
            Şüphesiz Kayseri türküleri denildiği zaman  aklımıza gelen ve son derece halkı bir  şöhreti olan, çok yönlü
            sanatçımız Ahmet Gazi Ayhan’dır. Çok küçük yaşta tahta kaşığı at kılı bağlayarak saz çalmaya başlamış ve   81
            saz çalmayı ona öğreten hiç kimse olmamıştır bu büyük kabiliyeti babasından almış olan sanatçının annesi
            ise köyün mevlit okuyucularındanmış.

                    İnce sesleri zenginleştirmek için sazların göğsüne doğru perde koyarak sazın daha çok ses vermesini
            sağlayan Ahmet Gazi Ayhan müzik kabiliyetini yüksek bir saz virtüözü olmuştur.
                    Kavaldan,orgdan başlayıp klarnete kadar nefesli sazlara kadar,bağlamadan başlayıp tambura ve uda
            kadar telli sazları büyük ustalıkla çalabilen nadir sanatçılardandır.Zaman zaman şarkı formunu denemeleri
            de bu yöndeki ustalığına bağlayabiliriz:
            “Neyleyim neyleyim ben böyle yâri, Doktor civanım, Sevdaya koşanlar çabuk yorulur.” adlı şarkılar bunlar-
            dandır. Ancak çok iyi biliyoruz ki Ahmet Gazi Ayhan ‘ın en tercih ettiği saz bağlamadır. Eşi Yıldız Hanım’dan
            öğreniyoruz ki sahne hayatında kullandığı altı değişik sazı vardır. Bunlardan biri de Kayseri Büyükşehir
            Belediyesi Konservatuarı’ndadır.

            Şüphesiz çalıp söylediği türkü repertuvarında besteleri,derlediği Kayseri türküleri yanında Orta Anadolu
            türküleri de büyük yer tutar.Kendisi uzun zaman âşıklarla ve saz şairleriyle birlikteliği vardır. Bu bakımdan
            özellikle popüler ve mizahi türkülerinin büyük bir kısmı bu yeteneğinin bir getirisidir. Şahsen gazinolarda
            kendisinden dinlediğim türkülerin çoğu aynı türkü olmasına rağmen değiştirerek veya eklemeler yaparak
            okumuştur. Bu değerli sanatçımız emeklerini çeşitli plaklara okuyarak müzik arşivimize kazandırmıştır.
                                                                      Yrd. Doç. Dr. Kadir Özdamarlar
   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86