Page 57 - Kültepe Kaniş
P. 57
M.Ö. 2. Bin Yılın Başlarında Anadolu’nun Siyasî Görünüşü
Zalpa kralı, bir köle meselesini bahane ederek Kaniş’te bulunan Aşşur-imittī’nin 2/3
mina [x] şeqel altınına, bronzdan bir eşyasına ve yününe el koymuştur. İlgili mektubun
(TC 3, 85) yazarı İli-ālum, Aşşur-imittī’nin talimatı üzerine, yanına, herhalde Kaniş
kārum’undan gönderilen elçiyi de alarak kralın huzuruna çıkarlar. Hediye olarak getir-
dikleri 9 şeqel altını sunarlar ve el koyduğu malların kendilerine verilmesini isterler.
Kral, miktarı belirtilmeyen gümüşün kayıp olduğundan bahisle, iadesi istenen mallara
niçin el koyduğunu açıklar ve bu durumu kārum’a bildirmesini söyler. Haberin kārum’a
iletilmesinden sonra İli-ālum ve elçi birkaç kere saraya çıkarlar, fakat kral onları 20 gün
boyunca oyalar. Sonunda kendilerini kabul eden kral, “Siz gidin, kayıp malların sahibi
buraya gelsin. Ona (sadece) kırmızı yünü vereceğim” der. Asurlular el konulan malların
aslında tapınağa ait olduğunu söyleyince kral yumuşar ve Bũr-Nũnu adlı kimsenin
kendisine borcu olduğu için altını vermeyeceğini, fakat diğer malları iade edeceğini
söyler. Kral konunun halli için birkaç kere kārum’a haber gönderdiği halde, görüşmeye
yanaşmadıkları için kızgındır.
Nerenin olduğu belirtilmeyen kral el koyduğu tüccarlara ait eşekleri ve bakırı ser-
best bırakmış, fakat katırı alıkoymuştur. Bu mektupta dikkate değer şöyle bir ifade de
geçmektedir: “Kral bizden 4 mina kalay istedi. O şöyle diyor: ‘Korkmayın! Kalayı bana getirin.
Ben gümüşü size verinceye kadar kalayı bana teslim etmeyin!’” Anlaşılan tüccarlar saraya
32
getirdikleri malların parasını her zaman kolayca alamıyor olacaklar ki, kral, parasını
ödemeden kalayı teslim almayacağının güvencesini vermektedir.
Bu ve benzeri örneklere bakarak, bütün yerel kralların Asurlu tüccarlara ve tem-
silcilerine karşı her zaman merhametsiz ve zorbaca davrandıkları düşünülmemelidir.
Özellikle büyük tüccarların kral ve yüksek dereceli memurlarla doğrudan görüşebil-
diklerini biliyoruz.
Hatta, örnek sayısı az da olsa bazı kralların tüccarlarla sıradan birisi gibi ticarî ilişki-
ler içerisinde olduklarını ve onlara karşı son derece tavizkâr bir tutum sergilediklerini
görüyoruz. Bu konudaki ilginç bir örnek Tuhpiya kralının İtũr-ilī adlı Asurlu’ya yazdığı
mektuptur. Mektupta kral, İtur-ilī’nin kendisine gönderdiği iki cins kumaşın parasını
33
ödediğini belirttikten başka, İşme-Aşşur adlı bir diğer tüccarın kendisine getirdiği amũtum
ve kutānum cinsi kumaşın fiyatı olarak 100 mina Tuhpiya bakırı verdiğini yazmaktadır.
Fakat İşme- Aşşur fiyatı az bulduğundan bakırı almayı reddetmiştir. Bunun üzerine kral
ší-na-hi-li-im né-li-ma um-ma a-na-ku-ma be-lí a-ta ha-ra-nam dí-nam um-ma šu-ut-ma ki-ma
9
8
10
11
qá-ta-tim ší-ip-ru É.GAL i-dí-nu-ni-kà
13
12
32 Kt. n/k 1637: …4 ma-na AN.NA ru-ba-um e-ri-iš-ni-a-tí um-ma šu-ut-ma lá pá-al-ha-tù-nu AN.NA
18
19
16
17
be-lá-ni-ma a-dí KÚ.BABBAR a-da-na-ku-nu-tí-ni AN.NA lá ta-da-na-nim….(S.Çeçen 1990b, s. 140-
20
21
142).
33 Kt. 85/k 27:C. Günbattı 1999, s. 75-76.
57