Page 128 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 128
sırıktan boş olarak sarkıyordu. Bu adam eşkıyaya pek
benzemiyordu ama bu gece vakti buralarda ne işi
vardı. Cafer Bey yola atlamış, haykırıyordu.
“ Bre alçak! Nice savunmasız insanı öldürdün.
Nihayet sonun geldi. Şimdi şuracıkta seni gebertsem
bana kimse bir şeycikler demez. Fakat elimi pis kanına
bulamayacağım. Seni ibreti alem için Kağnı Pazarında
asacağım. Bizi çok uğraştırdın. Bağlayın şunu “ diye
emretti.
Birkaç jandarma hemen hareke geçti, adamın ellerini
arkasından sıkıca bağladılar. Olanların şaşkınlığından
kurtulamayan Yunus hiç karşı koymuyor, söylenenlere
aynen uyuyordu. Her şey bir anda oldu, bitti. Yunus
Çavuş şaşkınlıktan kurtulunca kendini savunmaya
başladı.
“ Binbaşım ben öyle eşkıya falan değilim. Kimseyi
öldürmedim. Evime, çocuklarıma, bağıma bahçeme
göreceğim geldi, o yüzden buradayım. Şimdi de
komşulara su taşıyorum.“ diyebildi.
Binbaşı öfke küpü, ancak bağırıyordu.
“ Seni namussuz seni. Ulan buraları haraca kesip,
öldürdüğün adamları soyuyorsun, ondan sonrada ben
masumum diyorsun. Adın Hacı değil mi? Gavur Hacı
diye niyet ahalisi senin saldığın dehşetten inliyor.
İmansız herif.
O zaman Yunus başına gelenleri anladı. Demek
kendisini Gavur Hacı diye yakalamışlardı. Oysa daha
birkaç gün önce Gavur Hacı’yı kendisi ortadan
kaldırmaya uğraşmıştı. Şimdi ise Gavur Hacı diye
kendisini yakalıyorlardı. Yanlışlığı anlayınca içinden bir
şeyler kopup gitti. Fakat yapacak bir şeyi de yoktu.
“ Binbaşım, kulun kölen olayım. Ben Hacı falan
değilim. Aha şu kuyudan komşulara su taşımak için
buradayım. O eşkıyayı ben bulsam ellerimle
120