Page 129 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 129

boğazlayacağım. Daha bir kaç gün önce onu
                                  yakalamaya çalıştım.  Ben hiç eşkıya olur  muyum? “
                                  diyor ve sesler perde perde yükseliyordu.
                                      Gecenin  bir  vaktinde  ortaya  çıkan gürültüler niyet
                                  halkını sıcak yataklarından uyandırdı. Askerlerin
                                  gürültüsü ve binbaşının yüksek sesi durgun suya atılan
                                  bir taş gibi dalga dalga yayıldı. Sesler Çiloğlu’nun
                                  Mustafa Efendi’ye ulaştı. Yıldızların  şavkında güzel
                                  rüyalar gören Ahmet uyandı. Nazmiye Nine’nin zaten
                                  uykusu pek hafifti. Ayşe, dağında sığındığı derme
                                  çatma kulübeden fırladı. Gecenin geç vaktinde Cırık
                                  Gediği’nde bir  şeyler oluyordu. Arada bir Yunus
                                  Çavuş’un sesi geliyordu. Mustafa Efendi yattığı yerden
                                  doğruldu. Kulak verdi  ve yolun aşağısından gelen
                                  sesleri ayırmaya çalıştı. Aslında binbaşının sesini
                                  yadırgamakla beraber,  Yunus’un sesini tanıdı. Tanıdı
                                  ama bir anlam veremedi. Hemen giyinip ortaya çıktılar.
                                      Mustafa  Efendi  küçücük  beşli tabancayı kuşağında
                                  taşıyordu. Baba oğul bayır aşağı seslerin geldiği tarafa
                                  acele ile yürüdüler. Cengeme yerine ulaştıklarında
                                  zavallı Yunus’un elleri  bağlı, jandarmaların ortasında
                                  onlara meram anlatmaya çalışırken buldular. Binbaşı
                                  hala avaz avaza bağırıyor ve olan bitenden hesap
                                  soruyordu. Kalabalığın ortasına bomba gibi düşen iki
                                  kişi herkesi susturdu. Mustafa  Efendi heyecanla
                                  konuşuyordu.
                                       “ Ne var, ne oluyor? Hayır ola Yunus Efendi bu ne
                                  hal? “ diyordu.
                                       Yunus inler gibi söylendi.
                                       “ Mustafa amca. Bunlar beni Gavur Hacı sanarak
                                  yakaladılar. O herife benzer bir yanım var mı? Meram
                                  anlatamıyorum, eşkıyasın diyorlar .” Böyle yakınırken
                                  bileklerine oturan ipleri gevşetmeye çalışıyor ve acıdan
                                  inliyordu.


                                                           121
   124   125   126   127   128   129   130   131   132   133   134