Page 75 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 75
Kulaklı Bağları’nda ki insanların yaşamı bir
diğerinden farklı değildi. Yokluk, eşkıya, Ermeni çete
korkusu ile dolup taşıyorlar, kulakları kirişte etrafta ne
olup bittiğini dinleyip gözlüyorlardı. Ahmet düşünceler
içinde kıvranırken, babası Mustafa Efendi Yıldız
köşkünde namazını kılmış, Çanakkale Gazisi oğlu için
dualar ediyordu. Bu sırada karanlıkların içinden
temizlenmiş ve gerçek beyazlığına kavuşmuş üst donu
ile komşu Yunus Çavuş çıkıp geldi. Ahmet onu sekide
karşıladı. Sevecen bir sesle:
“ Buyur Yunus Çavuş buyur. Nihayet evine yurduna
kavuştun. Babam namaz kılıyor, şöyle buyur.”
“ Sağ ol Ahmet. Okumuş yazmış adamın hali başka.
Bir uğrayıp halinizi hatırınızı sorayım dedim.”
“Eksik olma! İyiyiz. Fakat şu Gavur Hacı gece
gündüz bizim evlerle birlikte seni de gözlüyor. Ne ister,
ne yapar belli değil. Şamillinin Mehmet Ağa ile haber
göndermiş, babamdan haraç istiyor.”
Yunus Çavuş haberi yeni duymuş gibi oturduğu
yastık taşında dikildi.
“ Ne demek haraç istiyor. Yahu buraları sahipsiz mi
sandı. Herkes asker, meydanı boş buldu her hal!
Merak etme, bir şey yapamaz.”
“Adam yapacağı işleri hile üzerine kuruyor.
Görünmeden kalleşçe adam vuruyor. Bundan da büyük
zevk alıyor. Çavuş dikkatli ol. Seni bu adam çekemez.
Başına bir iş getirmeyi mutlaka düşünecektir. “
“ Ben savaşarak çöllerden geldim. Elim silah tutar.
Korksaydım işim çoktan bitmişti. Merak etme Ahmet
Efendi geleceği var ise göreceği de var”
“ Öyle deme Yunus Çavuş. Görünür düşmandan
insan korkmaz. Görünmezden korkuyorum. Biz adam
öldüremeyiz. Silahsız kimseye ateş edemeyiz. Fakat
bu adam her türlü kalleşliği yapıyor. “
67