Page 76 - Yılınlı Dağı Kitap
P. 76
“ Boş ver! Benim size çok borcum var. Yokluğumda
Möhübe’ye, kızım Esma’ya göz kulak oldunuz. Yuvam
dağılmadı. Hacı size bir şey yapamaz. Yaparsa
karşısında beni bulur. Gerekirse ben onun hakkından
gelirim “ diyordu. Bunu derken şalvarın cebinden
çıkarttığı bir toplu tabancayı gösterdi.
“Bunu vurduğum bir İngiliz subayından aldım.
Mermisi az ama işe yarar. İçinde beş kurşun var.
Ayrıca beş mermi olan yedek şarjörü de var. Hiç
kullanmadım, fakat o uzun yolculukta bunu da
yanımdan ayırmadım. “ Böyle diyor ve tabancanın
horozunu indirip kaldırıyordu.
Çiloğlu Yıldız köşkünden iniyordu. Çiloğlu, Yunus
Çavuş’un elindeki tabancayı görünce memnun bir
şekilde güldü. Konuşulanlara kulak misafiri olmuştu.
“ Bunu getirmekle iyi yapmışsın! Hacı silah
yokluğunu iyi biliyor. Elindeki mavzer başımıza bela.
Bizdeki tüfekler ağızdan dolma ve saçma atıyor. Bir de
küçük tabancam var ama kurşunu belki on arşına
ancak ulaşır. Çavuş her hal o tabanca İngiliz malı bir
kırk beşlik. Menzilinde hedefi tutturursa adamı
kahreder, ortadan kaldırır “ dedi.
Çiloğlunu dikkat ile dinleyen Yunuş Çavuş sabır ve
saygı ile konuştu.
“ Isıracak it dişini göstermez Mustafa amca. Bu herif
insanların yokluğunda buralara korku salmış. Size
gelecek ufak bir olayda anında cevabını veririm. Karımı
ve kızımı korumak için ne iyilik yaptınızsa, hayatım
pahasına ben daha fazlasını yaparım. Artık birlikteyiz
ve Gavur Hacı buralara kolay yanaşamaz. “
Yunus Çavuş’un sesi kararlı çıkıyordu. Belli ki
dediğini yapacaktı. Tabancasını okşarken sözlerini
sürdürdü.
68