Page 161 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 161

Salim Nizam | Levni ve İstanbul
            bahçelerine gölge düşürecek ne garpta ne şarkta harplerden emare, kara bulutlar
            olmamalıydı. Levni şehzadeleri eğlendiren köçekleri boyarken taş pencerelerin per-
            vazlarından giren rüzgâr boya şişelerini devirdi. İşte tam bu sırada sultanın nakkaş-
            haneyi ziyaret edeceğini öğrendi. Telaşla devrilen şişeleri doğrultmaya çalıştı. Nargi-
            lelerini içmekte olan hattatlar tezgâhlarındaki yerlerini aldılar. Nakkaş Levni minya-
            tür resmine heyecanla baktı. Gözbebekleri loş karanlıkta büyüdü. Sadabatın düş
            bahçelerinde gezindiğinin farkında değildi. Ayrıntıda gizlediği bir şeyler vardı. O an
            içeriye sultan girdi. Üzerindeki vaşak kürkünden yapılma gri bir kaftanı uzun boyunu
            daha da ortaya çıkarmıştı. Zeytin karası gözleri yeni sürmelenmişti. Buğday teni ve
            doğanı andıran burnu onu oldukça heybetli gösteriyordu. Uzun uzun hattatlarla
            konuştu, ceylan derisinden elyazması Kur’anları, duvarlardaki Esmaül Hüsnaları,
            Besmele–i Şerifleri inceledi. Sultanın hat sanatına, şiire ve musikiye olan ilgisi sarayda
            herkeslerce bilinirdi. Sultanın yüz hatları inceydi, Levni’nin fırçasından çıkma gibiydi.
            Kızıl sakalı ve üzerindeki kaftanı ona heybetli bir görünüm vermişti. Levni’nin yanına
            gelince durdu. Sünnet düğünü resimlerini, süslü otağını, yüksek tahtını, asil şehza-
            delerini, eşsiz vezirini ve göstericileri tek tek inceledi. Ataşeliklerin getirdikleri
            muhteşem hediyeler de dikkatinden kaçmamıştı. Damat İbrahim Paşa nakkaşhane’nin
            kapısından hızla girdi. Elinde rulo halinde bir arz listesi vardı. Sultana sunulmak üzere
            getirilen yeni icatlar ve hediyeler arasında en ilginç olanı Gutenberg’in matbaasıydı.
            —Yüce Hünkârım. İbrahim Müteferrika’nın garptan getirdiği matbaa maketi şu an
            arz salonundadır. Belki görmek istersiniz diye Hollanda Heyeti ve güzel Sefiresi kızıl
            renkli iki lale fidanı daha getirmişler ve şu an kabul salonunuzda bekletiliyorlar. İkinci
            bölüm Surname–i Vehbi Yüksek kubbeler altında, mavi karanfillerle bezenmiş duvar-
            lar arasındaki arz salonundan Şair Nedim Lale Devri’ni anlatan şiirini okudu. Bu sehri
            İstanbul kî, bî misl ü behâdır, Bir sengine yekpare Acem mülki fedadır. Bazari hüner
            madeni ilm ü ulemadir. Nedim’in şiirlerinin ardından Sadrazam Damat İbrahim Paşa
            hünkâra İstanbul’da yapılanlar ve yapılacakları arz ediyordu; —İstanbul’un su ihtiya-
            cını karşılamak amacıyla da Deryayi Sim adlı bir su bendi, Ayasofya’da Bab–ı Hüma-
            yun’un karşısında Zatı Alilerinizin Çeşmesi, inşa edilmiştir. Yeni Camii’ de birer
            kütüphane, yine Topkapı Sarayı’ nın üçüncü avlusunda Arz Odası arkasında duvarları
            çini ile kaplı olan III. Ahmet Kütüphanesi yaptırılmıştır. Cami, kütüphane kasr ve
            köşkler için gerekli olan çinilerin İznik’te kurduğumuz çini fabrikasından, ayrıca
            matbaada kullandığımız kâğıdın da Yalova’daki kâğıt fabrikasından getirilmeye baş-
            landığını belirtmek isterim. Bunlardan başka Üsküdar Yeni Valide Camii, Çorlulu Ali
            Paşa Medresesi, Damadınız İbrahim Paşa için yaptırmakta olduğunuz Camii ve Kül-
            liyesi, Ortaköy Camii önündeki çeşme, Üsküdar Şemsi Paşa’da Hüsrev Ağa Camii
            önündeki çeşme ve Çubuklu Camii yanındaki Mesire Çeşmesi’nin tamamlanmasına
            da kısa bir süre kaldığı muştusunu vermek isterim. Padişah Ahmet’in yüzünden huzur



                                                                                    161
   156   157   158   159   160   161   162   163   164   165   166