Page 69 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 69

Ayşe Ünüvar | Hem Kadınım Hem Elif
            “İçimde büyüttüğüm cümleler çocuğum benim. Türkü olup yakıldığı günden beri
            her türkü çocuğum benim. Ondan sebep el dölsüz görse de ben dölsüz değilim. Kaya
            çiçeği, ayı gülü, navruz, çiğdem, akça bardak, nergis, öksüz sümbülü, mor salep,
            börük, ana tüter de benim çocuğum. Ceylan, kurt, tilki, geyik, canavar, ayı, tavşan,
            sincap, porsuk, yılan, kertenkele, el öpen, mal bekçisi, gözsüz, börtü, böcek, yaralı
            karga, ala karga, saksağan, ibibik, barı serçesi, keklik, dağ güvercini, kırlangıç, kartal,
            doğan… da benim çocuğum. Çam, ladin, ardıç, yağlı ardıç, kokar ardıç, mavi ardıç,
            meşe, şimşir, kasnak, geyik elması, böğürtlen, karamuk… da benim çocuğum… Şu
            gördüğün ardı arkası kesilmez kara kıl çadırlarda büyümüş er avrat olacak her canın
            hayalleri, ümitleri, rüyaları, kınalı elleri, kokulu mendilleri, ağıtları, ucu yanık mek-
            tupları… da benim çocuğum… Sorsan dölsüzüm. Sorsan elsizim. Ama diyemezler
            ersizim. Erim var benim. Erim gönlümde gonca bir gül tarlası. Dağda gül açmaz bilir
            misin? Ondan derim gül tarlası deyi. Taşların kınası olur bizim buralarda bilir misin?
            Bilmezsin helbet nereden bileceksin! Kına yakarlar gelin olacak kıza, al bağlarlar çadır
            direğine oğlanlar mutludur erliğim tamam olacak deyi. Kızlar mutludur döl tutacak
            erim süt verecem yavruya deyi. Üç etekler giyinir gelinler. Damatlara da al bağlarlar.
            Al sevincin bayrağıdır obamda. Kara yazma bağlar ölüsü olanlar, şehit verenler, mürü-
            vvet görmeyenler. Ben bilmem kara. Bağlamamda. Bilmem karayı. Mordur rengim
            benim. Mor severdi dengim benim. Al bağlamayı al giymeyi de severim. Erim ölmedi
            erim yüreğim de al gül tarlasıdır benim. Öyle ya! Deyiversene sevdin mi? Sevdin
            helbet öyle dedin demin. İçinde ölmüş. O zaman sevmemiştir sevmemişsindir derim.
            Sevilen ölmez ki. Bakidir aşk Hak yarattığından beri. Bir okuyan bilir aşk ipliğinin
            düğüm edildiğini. Okumamışsın sen okuyamamışsın. Okudum. Yazdım. Bilirim deyi
            gezinme. Yazarsın. Bilirsin ama gördüm ki okuyamazsın çünkü aşk değmemiş yüre-
            ciğine. Yüreğine aşk değmeyenler heriflikte avratlıkta erlikte dişilikte döl tutmada
            ararlar sevdayı. Bilmezler ki aşk sırdır bağlar kördüğümle iki yüreği ebede kadar.
            Sonra derler ki ardım sıra; Delidir! Ne yapsa yeridir. Ve dağlara salarlar seni. Adın
            çobandır! Adın Elif! Adın yalnızlık! Adın mektupçu! Adın KADIN! Adın YOK! Ve Adın
            ELİF! Bilmezleri bilen. Arayan kovalayan, içine saklayan, sevenleri birbirine beleyen,
            el bilmese de kendini bilen. Âşıkların arayıcısı, bir âşıklarca yüreği tam bilinen.
            Kınasını gülünür diye değil de taşlarını yüreğinden bildiğinden, kına taşından deren.
            Ele göre deli! Kalbime göre ben! Delilikse sevdiğinin kekik kokusunu son nefesine
            kadar içine gizlemek evet deliyim. Evet kadınım. Evet Elif’im ben. Kadın mısın sen!
            Adın ne! Sanın olmadan kadınlığın mı önde! Sevmiş misin sen sevdiysen söylesene
            şimdi sevdiğin nerede? İçine saklayamayanlar, örfü töreyi ad edip yüreğine kıyanlar
            sevdim demesin ulu orta öyle. Ne kadın ne erkek insanız böylece bir bilen bir anlayan
            gerek bize. Moderen dünyanızda var mı böyle; Sevdiğini ruhuyla seven kalbini gergef
            edip ölmeyenine söz söz mektup dizen. Er değilsin başında er olmalı dendiğinde,



                                                                                    69
   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73   74