Page 71 - Emir Kalkan Hikaye Yarışma
P. 71

Umay Ana   *


                                   Hatice Tarkan Doğ an ay







               Gözlerini pencerenin denizliğinde gezdirirken bir ses duymayı umarak dışarıya
            kulak verdi. Dışarda, buluşma yeri olarak Umay ananın bahçesini tercih etmiş iki
            güvercinin kesik kesik gelen guguklarından başka bir ses yoktu. Kafalarını bir yere
            indirip bir havaya kaldıran ara sırada kesik kesik hareketlerle sağa sola çevirip en son
            birbirlerine bakan güvercinlerden birinin yuvarlak siyah gözleri Umay ananın kırış-
            maktan üst üste binmiş göz kapakları altındaki uzakları izler gibi bakan ela ve çekik
            gözleriyle buluştu. Şeffaflığını kaybederek matlaşan gözlerinden özelikle sol gözüne
            adeta beyaz bir perde inmiş ve gözünün bir kısmını kapatmıştı. Gözlerinin rengi ve iç
            dizaynındaki çizgili deseni eskisi kadar belirgin değildi, üstelikte yaşlılık gözlerini yer
            yer griye boyalı buzlu bir cam gibi buğulu hale çevirmişti. Beyaz teni artık sarıya çalan
            Umay ananın göz çevresinde oluşan kaz ayakları iyice derinleşmiş küçük ve kemikli
            yüzünde belirginleşen çizgilerse en çok dudak kenarları ve göz çevresinde oluşmuştu.
            Alnında enlemesine çekilmiş çokta derin olmayan üç çizgi usta bir ressamın elinden
            çıkmış gibi düzgün bir simetride başlıyor ve bitiyordu. Yüzünün en geniş alanını
            kaplayan çıkık elmacık kemiklerin üstünü örtmüş yanakların bitiminde birdenbire
            göçmüş avurtları, dişleri de olmadığı için büyük bir gamze görüntüsündeydi. Gamzenin
            bittiği yerden başlayarak dudak altına birleşen çıkıntı ise küçük bir çene oluşturmuştu.
            Bunca yaşına rağmen kızaran iki elma gibi duran yanaklarının ve öne doğru sivrilmiş
            çene kemiğinin yükselen çıkıntısından olsa gerek yüzünün derisi kalınlaşmaktan
            ziyade bu noktalarda incelerek kırışıklığa müsaade etmemişti. Işık vurduğunda yaş-
            lılığına inat pembeye çalan yüzü, vücut derisinden farklı olarak esneklik kabiliyetini
            yitirmemişti. Uzunlu kısalı çizgilerin arasına gömülmüş yukardan aşağıya yay şekli
            çizen dişsiz ağzının sürekli gülümseyen bir ifadesi vardı, kâğıt gibi ince dudakları ise
            yüzüne seksen beş yaşından beklenmeyen bir sevimlilik katıyordu. Yanlara doğru
            ortadan ikiye ayrılarak ördüğü beyaz saçları, iki belik halinde omuzlarından aşağı
            sarkarak göğüs hizasına durmuştu. Kullanılmaktan sertliğini kaybetmiş el işlemesi
            koyu mavi kadife fesi kafasına iyice yayılmıştı ve her zaman biraz hafif yan dururdu.
            Fesinin arka kısmından başlayarak karşılıklı ön tarafa doğru uzanan kenarları pullu



            *  Mansiyon

                                                                                     71
   66   67   68   69   70   71   72   73   74   75   76