Page 40 - Halil Edhem
P. 40

110  KAYSERø ùEHRø   25                 KAYSERø ùEHRø                        33  111  26


 yürüyerek, kaleyi  kuúatmÕúlarsa da, KÕlÕçarslan  hastalanarak, kasaba civarÕnda   bir kemer bulunup; köprünün ön yüzüne denk gelmek üzere, adÕ geçen iki kemerin
 öldü÷ünden, GÕyâseddin kuúatmayÕ bÕrakÕp, Konya’ya dönmüútür. Bundan sonra,   arasÕnda, aúa÷Õ yukarÕ yarÕ  yükseklikte, oldukça kalÕn bir sülüs yazÕyla yazÕlmÕú
 Aksaray ve Sivas meliki olan Kutbeddin Kayseri’ye göz koyarak, Sivas ile Aksaray   kitabesinin Türkçesi úöyledir: [ Bu köprüyü], fetihler sahibi, øslâm ve MüslümanlarÕ
 arasÕnda yaptÕ÷Õ bir  gezinti sÕrasÕnda, yolunum üzerinde  bulunmadÕ÷Õ halde,   úereflendiren, din ve  dünyanÕn dayana÷Õ [düúmanlarÕnÕ]  kahreden, KÕlÕçarslan’Õn
 Kayseri’ye de u÷ramÕútÕr ki, görünüúte amacÕ, kardeúi Melik Nureddin Sultanúah’a   o÷lu Süleyman zamanÕnda, Emîrü’l-Mü’minin’e yardÕm eden, Kayserili Hüseyin
 sevgilerini iletmiúse de, içten  kendisine  oyun etmekten baúka bir  úey de÷ildi.   o÷lu Allah’Õn  rahmetine  muhtaç, Zeyneddin HacÕ Aliúîr  599 (1203) yÕlÕnda [inúa
                  53
 Nureddin  úehrin dÕúÕnda kalan  kardeúini karúÕlamaya çÕkÕp, arada sÕrada da,   etti] . Metni aúa÷Õdaki gibidir:
 teklifsizce yanÕna gidip gelirdi.  øúte,  bu ziyâretlerinin birinde Kutbeddin, kardeúi
 Nureddin’i öldürmek gibi bir cinayeti iúleyerek, baúÕnÕ adamlarÕnÕn önüne attÕrmÕú ve   ϦϳΪϟ΍ϭ ΎϴϧΪϟΎϨϛέ ήϫΎϘϟ΍ ϥΎΘϠδϟ΍ ϡΎϳ΍ ϰϓ (˺
 kaleyi ele geçirmek istemiúti. Kayserililer, buna  önceleri  úiddetle karúÕ çÕkmÕúlar,   ΞϠϗ ϦΑ ϦϤϴϠγ ΢Θϔϟ΍ϮΑ΍ ϦϴϤϠδϟ΍ϭ ϡϼγϻ΍ ˷ ΰόϣ (˻
 fakat  sonra, bazÕ  úartlarla kabul ederek,  úehri teslim etmiúlerdir. Melik Nureddin   ϰΟΎΣ ϦϳΪϟΎϨϳί ϦϴϨϣ˵ϮϤϟ΍ήϴϣ΍ ήλΎϧ ϥϼγέ΍ (˼
                                                  ˷
 Sultanúah’Õn yanÕnda Hasan  adÕnda, iyiliksever, çok hayÕrlÕ ve nüfuz sahibi bir   ΔϳΎϤδϤΧ ϭ ϦϴόδΗϭ ϊδΗ ΔϨγ ௌΔϤΣέ ϰϟ΍ ΝΎΘΤϤϟ΍ ϯήμϴϘϟ΍ ϦϴδΤϟ΍ ϦΑ ήϴθϴϠϋ (̊
 büyük emîr vardÕ ki, Kutbeddin’e güvenilmeyece÷inden bahisle ona karúÕ, sürekli
 uyanÕk bulunmasÕnÕ kendisine söylerdi.  Kutbeddin, aynÕ zamanda  bu emîri de,   Yerinin  yüksek olmasÕ yüzünden, bu  kitabeyi, yakÕndan  incelemek mümkün
 öldürtüp, ölüsünü yolun üzerine attÕrdÕ÷Õndan, bir köpek gelip etini yemeye baúlar.   olmadÕ÷Õndan, çözülüp okunmasÕnda bazÕ yerleri  úüphelidir. Bu cümleden  olarak,
 Kayseri halkÕ bunu görünce, karúÕ çÕkarak, güzel fiil ve iyilikleriyle tanÕnmÕú ve bir   ikinci satÕrda «mu’izz» (úereflendiren) yerine «mu÷is» (kurtarÕcÕ) ve üçüncü satÕrda
 medrese ile türbe yaptÕrmÕú olan, böyle dinine  ba÷lÕ bir MüslümanÕ, köpe÷in   «nâsÕr» yerine «burhân»  olmasÕ da mümkündür. Süleyman’Õn paralarÕnda, bazen
 yemesine dayanamayacaklarÕnÕ ve bundan dolayÕ artÕk kendisine ba÷lÕ   «nâsÕr» ve bazen «Burhân-Õ Emîrül-Mü’minin» unvanÕ yazÕlÕdÕr. Üçüncü satÕrda
 olmayacaklarÕnÕ bildirmeleri üzerine, Kutbeddin, adÕ geçen emîrin ölüsünün kendi   Aliúîr’in unvanÕ olan  Zeyneddin (dinin süsü)’in  okunuúu da  úüphelidir. Dördüncü
 49
 yaptÕrdÕ÷Õ medresenin içine gömülmesine emir vermiútir .   satÕrÕn sonundaki hamsemietin (beú yüz) kelimesi, satÕrda yer olmadÕ÷Õndan dikey
 øúte,  øbnü’1-Esîr  bize bu bilgileri  veriyor. Gerçekten, önce Hoca Hasan   olarak kÕyÕya yazÕlmÕútÕr.
 Medresesi’nin ortasÕnda bir  mezar yeri varken, zamanla yok olmuútur. Kitabede,   Köprüyü yaptÕran Hüseyin  o÷lu Aliúîr hakkÕnda  hiçbir bilgi bulamadÕk.
 adÕnÕ gördü÷ümüz  «Ebû Bekir o÷lu Hasan»,  øbnü’l-Esîr’de adÕ geçen  úahÕs   Rükneddin Süleymanúah’Õn emirlerinden olmasÕ kuvvetle muhtemeldir.
 oldu÷unda  úüphe yoktur. Hele  øbnü’l-Esîr  tarihinin Paris Millî Kütüphanesi’nde   54
 50
 bulunan bir nüshasÕnda «Hoca Hasan» diye açÕklamÕútÕr . Böylece adÕ geçen   Anadolu SelçuklularÕndan Sultan Rükneddin Süleyman  tarihlerde ço÷u zaman
 tarihçinin yazdÕklarÕyla, kitabenin içindekiler birbirini tamamlamÕú oluyorlar. Kitabe   Süleymanúah diye tanÕnmÕú olup, II. øzzeddin KÕlÕçarslan’Õn o÷ullarÕndandÕr. Ülkenin
                                                           55
 kanalÕyla Melik Nureddin Sultanúah’Õn 589(1193)  yÕlÕnda Kayseri’de daha hüküm   taksiminde kendisine  Tokat ve ba÷lÕ yerler düúmüútü . AdÕ  geçen, kardeúlerin en
                                                 56
 sürmekte oldu÷unu ve øbnü’l-Esîr kanalÕyla da, kardeúi Kutbeddin Melikúah ile olan   büyü÷ü oldu÷unu, tarihçiler söylüyorlar . YukarÕda  1 nolu kitabe  dolayÕsÕyla,
 mücadelelerini ve sonunda nasÕl yok oldu÷unu ö÷reniyoruz.   saltanata aday olan GÕyaseddin Keyhüsrev’in Konya’yÕ nasÕl aldÕrÕp ve sonra yine
               kardeúi Kutbeddin’in elinden nasÕl geri aldÕ÷ÕnÕ açÕklamÕútÕk. Kardeúlerinin her biri,
 KÕlÕçarslan o÷ullarÕndan altÕsÕnÕn  para bastÕrmÕú olduklarÕ,  elde bulunan
 51
 sikkelerle ispatlanmÕú olup , Sultanúah’Õn parasÕ  da, olmasÕ gerekirse de,  úimdiye
                    Evliyâ Çelebi, c. 3, s, 183’de úöyle diyor: «ùehrin (yani Kayseri’nin) güneybatÕsÕnda ve bir saat
                  53
 kadar, bu konuda bir úey yayÕnlandÕ÷Õna dâir bilgimiz yoktur. Tarihçiler, Nureddin   uzaklÕkta, KÕzÕlÕrmak Nehri üzerinde iki kaya arasÕnda yapÕlmÕú «Birgöz Köprü» adÕyla eúsiz bir büyük
 Sultanúah’Õn adÕnÕ «Mahmud» diye yazÕyorlar. Kitabemizde  bu yoktur. Belki bir   köprü vardÕr ki, Sultan Süleyman zamanÕnda ki Koca Mimar Sinan yapÕsÕdÕr. Usta ve mimar, kÕymetli
 sikkesi veya daha baúka kitabeleri ortaya çÕkarsa bu durum da aydÕnlanmÕú olur.   ömrünün nice yÕllarÕnÕ geçirip ve olanca gücünü harcayÕp, gökkuúa÷Õ gibi, eúsiz bir köprü yapmÕú ki,
               gören gezgin, elinde olmayarak úaúkÕn ve baúÕ dönmüú bir úekilde ustasÕna aferin der. » Evliya Çelebi, çok
               inceleyen bir gezgin oldu÷undan, köprünün kitabesini de okumaya çalÕúmÕú ve üzerinde  «Süleyman»
 II            adÕnÕ gördü÷ünden. Kanuni Sultan Süleyman’a  maletmiútir. Bununla beraber, köprünün bazÕ yerleri,
               düzgün bir úekilde onarÕlmÕú oldu÷undan, Mimar Sinan’Õn buraya da eli de÷miú olmasÕ akla gelir. Yine
 Sultan II. Rükneddin Süleyman zamanÕ - Tekgöz Köprü, 599 (1203): Tekgöz   KÕzÕlÕrmak’Õn üzerinde, fakat Kayseri ve Erkilet’in kuzeyinde bulunan  di÷er bir köprüye de,  «Çokgöz
 Köprüsü,  Kayseri’nin kuzeybatÕsÕnda  ve 30 km.  kadar bir  uzaklÕkta KÕzÕlÕrmak’Õn   Köprü» adÕ verilir.
 52
 üzerinde bulunup, KÕrúehir yolu buradan geçer . Gayet sa÷lam olarak kesme taútan   54  Bu isim, bazen kitabemizde oldu÷u gibi, Süleymen  úeklinde de  yazÕlÕr. Bu cümleden olarak,
 yapÕlmÕútÕr. Aúa÷Õ yukarÕ ortasÕnda 27 m. çapÕnda ve 18 m. yüksekli÷inde, büyük bir   Niksar’da adÕ geçenin adÕna  olan kitabede ve Divri÷i Mengüceklerine ait bir para da  böyledir.  ùâh
 kemer ve bunun kuzey yönünde de 11,5 m. çapÕnda ve 7,5 m. yüksekli÷inde küçük   unvanÕyla bitiúik olan isimler, bazen ayrÕ ve bazen bitiúik olarak yazÕlÕr. Niksar kitabesinde Süleymen ùâh
               ve adÕ geçen sultanÕn bakÕr paralarÕnda Süleymanúah úeklinde yazÕlÕdÕr. Kayseri kitabesindeve adÕ geçenin
                                                              bir gümüú ve bakÕr parasÕnda úâh unvanÕ konulmamÕútÕr. Bkz. Galib, Takvîm, s. 16; Tevhîd, Katalog, s.
 49  Konya’da Akyokuú Mahallesi’nde mimarî tarzÕ dikkate de÷er yÕkÕk bir câmii görülüyor ki, buna   119; Corpus, Sivas-Divri÷i Kitabeleri, s. 104, 105 ve not 4.
 «Hoca Hasan Camii» adÕ verilir. Kitabesi olmadÕ÷Õ gibi, VakÕflar Genel Müdürlü÷ü’nde kaydÕ da yoktur.   55  BakÕnÕz, yukarÕda dipnot, 43.
 Belki, aynÕ adamÕn eserlerindendir.    56  øbn Bîbî ve Aksarayi Selçuknâmelerinde ve bunlara uyarak, di÷er yazarlarda, Süleymanúah’Õn en
 50  Muhârebât-t Salîbiyye Müverrihleri MecmuasÕ, c, 2, s. 70 ve c. I, s. 401.    büyük ve Keyhüsrev’in en küçük o÷lu oldu÷u yazÕlÕdÕr (Camiü’d-düvel; Huart, Epigraphie, s. 57; Tevhîd,
 51  Galib,  Takvim,  s. 9-14; Tevhîd,  Katalog, s.  114-124. Bkz. [M. ÇayÕrda÷,  Kayseri Tarihi   Katalog, s. 118). Kardeúlerin adlarÕ sayÕldÕ÷Õ sÕrada, ço÷u zaman Süleymanúah birinci, Keyhüsrev
               sonuncu olarak gösterildi÷inden,  bu sÕralama da, bu görüúü do÷rular. Bununla beraber, bazÕ tarihçiler,
 AraútÕrmalarÕ, s. 163-165]   GÕyâseddin’in (Galib, Takvim, s. 10), di÷erleri, Kutbeddin’in (øbnü’l-Esîr, c, 12, s. 32; E’bu’1-Fida, c. 3,
 52  AdÕ geçen köprü, bugün iptal edilen yol üzerinde kalmÕútÕr (K.G.).    s. 88), en büyük oldu÷unu yazÕyorlar. Herhalde Selçuknâmelerin kayÕtlarÕnÕ, geçerli saymak gerekir.
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45