Page 45 - Halil Edhem
P. 45
38 116 KAYSERø ùEHRø 31
Kitabenin konulmasÕ, Anadolu SelçuklularÕndan Sultan II. GÕyâseddin
Keyhüsrev’in ikinci kere tahta çÕkÕúÕna denk gelir. YukarÕdaki I ve II nolu kitabelerin
açÕklanmasÕnda görüldü÷ü üzere, adÕ geçen Sultan, II. øzzeddin KÕlÕçarslan’Õn en
küçük o÷lu olup, ülkenin taksimi sÕrasÕnda kendisine, babasÕ tarafÕndan Burgulu
(Uluborlu) ùehri verilmiú olmakla beraber, yanlÕú bir politika gere÷i, O÷uz töresince
saltanata veliahd tâyin edilerek, Konya’ya çekilmiúti. Yine, yukarÕda açÕklamalarda
görülür ki, babasÕnÕn 588(1192)’de ölümüyle, GÕyâseddin ilk defa olarak saltanata
kavuúmuú ve fakat, 593 (1196)’de Tokat meliki olan kardeúi Rükneddin
Süleymanúah’Õn Konya Kalesi’ne yaptÕ÷Õ hücumlara karúÕ dayanamayarak, taç ve
tahtÕnÕ bÕrakarak Konya’dan çÕkÕp gitmiúti.
GÕyâseddin Keyhüsrev’in bu ilk hükümeti birçok iç güçlükler arasÕnda
geçti÷inden, binalara ait kalÕntÕlara rastlanamamÕútÕr. YalnÕz, yeri belirsiz ve tarihsiz
bakÕr paralarÕyla çok az olmak üzere 593(1196)’de Konya’da basÕlmÕú gümüú
paralarÕ vardÕr ki, iúte bu paralar kanalÕyla adÕ geçenin, ilk saltanatÕnÕn
79
588(1192)’den 593(1196)’ya kadar sürmüú oldu÷una karar verilebilir .
Sultan GÕyâseddin Keyhüsrev’in iste÷iyle çekilmesinden sonra ki, baúÕndan gelip
geçen, bilinen olaylardan olup, gerek øslâm ve gerekse Bizans tarihçileri tarafÕndan
80
ve bunlardan Avrupa tarihlerine aktarÕlÕp, anlatÕlmaktadÕr . AdÕ geçen, Konya’dan
çÕktÕktan sonra, o÷ullarÕ øzzeddin Keykâvus ve Alâeddin Keykubâd da yanÕnda
oldu÷u halde, önce Ermenistan KralÕ Leon’un yanÕna, oradan Elbistan meliki olan
kardeúi Mu÷iseddin Tu÷rulúah’a ve buradan Malatya meliki olan kardeúi Mu’izeddin
Kayserúah’a ve oradan ùam’a ve ondan sonra da Amid (Diyarbekir) ve Ahlat’a gitti.
81
ùam’da Eyyûbiler’den Melik Adil ve Ahlat’da Melik Balaban hüküm sürüyorlardÕ.
Esasen GÕyâseddin’in ülküsü, østanbul’a gitmek oldu÷undan, Ahlat’dan Karadeniz
sahiline iniyor. øbn Bîbî, buraya «Cânit» adÕ veriyor ki, bugünkü Cânik Bölgesi olsa
gerektir. Fakat, hangi úehir oldu÷unu açÕklamÕyor. Buradan binmiú oldu÷u gemi
fÕrtÕnaya u÷radÕ÷Õndan, Kuzey Afrika’ya sürükleniyor. Bir geminin Karadeniz’den
Afrika kÕyÕlarÕna gitmesi için, kesin olarak østanbul Bo÷azÕ’ndan geçmesi
gerekti÷inden gezinin bu kÕsmÕ karanlÕk ve úüpheli kalÕyor øbn Bîbî, GÕyâseddin’in
batÕdan dönüúünde østanbul’da kaldÕ÷ÕnÕ ve Bizans ømparatoru’na misafir oldu÷unu,
birçok izzet ve ikram gördü÷ünü söylüyor. Orada bir süre kaldÕktan sonra, Bizans
emirlerinden Mefrozom adÕnda birinin yanÕnda oturmak üzere, âilesi ve o÷ullarÕyla
82
birlikte bir adaya götürülmüútür .
79 Galib, Takvim, s. 9; Tevhîd, Katalog, s. 114; Huart, Epigraphie, s. 57: Encüme’nin OsmanlÕ
Tarihi’nde 592 (1195) yerine 589(1193) yazÕlmÕú olmasÕ bir yanlÕúlÕktan ibârettir (c. I, s. 183). [Bkz.
Osman Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, s. 241’de I. GÕyâseddin Keyhüsrev’in ilk saltanatÕnÕ 1192-
1196 olarak yazÕyor. (K.G.)]
80 Bu mâcerâda, her türlü geniú bilgi için, özellikle øbn Bîbî’ye bakÕlabilir (Farsça Selçuknâme, s. 7-
18; Türkçe Selçuknâme, s. 22-25).
81 Ermenúahlardan II. Sokman’Õn o÷lu øzzeddin Balaban olacaksa da øbnü’l-Esîr’e dayanarak,
Huart’Õn ifadesiyle (Epigraphie, s. 58, adÕ geçen melik, ancak 603 (1207)’de tahta çÕktÕ÷Õndan bu yön
araútÕrmaya muhtaçtÕr. [Osman Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, s. 269’da, «... önce Amid
(DiyarbakÕr)’de hemúiresine, sonra da Ahlat ùahÕ Balaban’a vardÕ. » demekle GÕyâseddin’in Balaban’la
görüútü÷ünü kabul eder (K.G.)].
82 Mefrozom, «Mavrozomes»‘in de÷iútirilmiú úekli olup, o yüzyÕlda tanÕnmÕú bir ailenin adÕdÕr (Huart,
Epigraphie, s. 58). Tesadüf olarak, yine bu aileden bir prensin kabir taúÕnÕ, 1314 (1898) yÕlÕnda Konya’da
görmüútük. AdÕ geçen prens 1297 KasÕm ayÕnÕn birinde (13 Muharrem 697), Selçuklular yanÕnda (o
tarihte II. GÕyâseddin Mes’ud veya III. Alâeddin Keykubâd hüküm sürüyordu) bulunmaktayken ölen
Komnenos ailesinden Trabzon ømparatoru Yuanis’in o÷lu Mikail olup, mezar kitabesinde, kendisinin ana
tarafÕndan Mefrozom ailesine ait oldu÷u yazÕlÕdÕr. GÕyâseddin Keyhüsrev, østanbul’da bulundu÷u sÕrada,
bu aileden bir kÕz aldÕ÷ÕnÕ, hem øbn Bîbî, hem de Bizans tarihçilerinden Nikitas Hunyâtâ bildiriyorlar.