Page 84 - Halil Edhem
P. 84
154 KAYSERø ùEHRø 69 KAYSERø ùEHRø 77 155 70
241
HacÕ KÕlÕç Câmii Türbesi’nde 959(1552) tarihli Kayseri MirlivasÕ Hüseyin Sahabiye Medresesi’nin karúÕsÕndaki çeúmenin kitabesinin Türkçe tercümesi
236
Bey’in mezarÕ vardÕr . Bu câmii yÕkÕldÕktan sonra, adÕ geçen tarafÕndan yeniden ise úöyledir: «Bu mubârek çeúmenin akÕtÕlmasÕnÕ, KÕlÕçarslan o÷lu, yüce sultan, din
onarÕldÕ÷Õ ve bunun vakfiyyesinde de, yazÕlÕ oldu÷a yerinden aldÕ÷ÕmÕz bilgilerden- ve dünyanÕn koruyucusu, fetihler sahibi GÕyâseddin Keyhüsrev -Allah saltanatÕnÕ
237
dir . dâim kÕla- zamanÕnda, safer 665 (KasÕm 1266)’de Allahu Teâlâ’nÕn rahmetine
muhtaç, zayÕf kul Hüseyin o÷lu Sâhib Ali emretti -Allah onu kuvvetlendirsin-.»
XV Metni aúa÷Õdaki gibidir:
III. GÕyâseddin Keyhüsrev ZamanÕ Sahabiye Medresesi, 666(1267) ve ΎϴϧΪϟ ΕΎϴϏ Ϣψϋ ϻ ϥΎτϠδϟ ΔϟϭΩ ϡΎϳ ϰϓ ϙέΎΒϤϟ Ϧϴόϟ ϩάϫ ˯ήΟΎΑ Ϣγέ (˺
Çeúmesi, 665(1266) YÕlÕ: Sahabiye Medresesi son derece yÕkÕktÕr. Bununla beraber, ϒϴόπϟ ΪΒόϟ ϪϧΎτϠγ ௌΪϠΧ ϥϼγέ ΞϠϗ ϦΑ ϭήδΨϴϛ Θϔϟ ϰΑ ϦϳΪϟϭ (˻
giriúi Selçuklu eserlerinin en güzellerinden sayÕlmÕútÕr. Kayseri’nin di÷er binalarÕ ϦϴΘγϭ ΔδϤΧ ΔϨγ ήϔλ ϰϓ ௌ ϩΪϳ ϦϴδΤϟ ϦΑ ϰϠϋ ΐΣΎμϟ ϰϟΎόΗ ௌΔϤΣέ ϰϟ ΝΎΘΤϤϟ (˼
gibi, bu da sarÕmtÕrak esmer renkte bir taútan yapÕlmÕútÕr. TaçkapÕnÕn düzeni geçerli ϪϳΎϤΘγϭ
olan usule uygundur. KapÕnÕn üstü mukarnaslarla bezenmiú olup, bunu da kÕrÕk
yaylardan meydana gelmiú bir kemer çevirir. Bu kemer iki adet iúlenmiú direk Çeúme 665(1266) ve medrese 666(1267) yÕllarÕnda Sâhib Ali tarafÕndan
üzerine oturtulmuútur. TaçkapÕnÕn iki tarafÕnda geometrik úekiller ile iúlenmiú, üç yapÕlmÕútÕr ki, Sultan III. GÕyâseddin Keyhüsrev’in saltanat zamanÕna denk gelir.
geniú úerit ve onun dÕúÕnda yukarÕdan aúa÷Õya bir sÕra mukarnas ve dÕú kenarlarÕ ise, YukarÕda görüldü÷ü gibi, IV. KÕlÕçarslan 2 Cemaziyel evvel 663 (20 ùubat 1265)’de
zikzaklÕ birer bitiúik direk ile süslenmiútir. KapÕ girintisinin iki yanÕnda bir oda Pervâne tarafÕndan öldürülmüútür. Yerine emîrler daha henüz iki buçuk ve bir
238
vardÕr. KapÕ sö÷esinin üstünde de Âyet-i Kerime dolaúÕr. TaçkapÕnÕn yukarÕ rivayette altÕ yaúÕnda olan o÷lu GÕyâseddin Keyhüsrev’i (bu adda üçüncüsü olarak)
bölümü bütünüyle yÕkÕlmÕú ve yalnÕz medresenin yapÕlÕú tarihine ait kitabeyi içine Konya’da tahta geçirdiler. Bu tahta çÕkÕú, tabiî Pervâne’nin onayÕ ve Mo÷ollarÕn
alan uzun mermer levha kalmÕútÕr. Bu çok güzel giriúin önüne birtakÕm adi duvarlar emri ile olmuútur. ArtÕk hükümet iúleri bir elde toplanmÕútÕr. Çünkü, bu sÕrada vezir-i
239
ve evler yapÕlarak , manzarasÕ da böylece bozulmuútur (Resim 11). BinanÕn içi de âzam olan Sâhib Fahreddin Ali’yi Pervâne görevden aldÕrarak, OsmancÕk Kalesi’ne
240
yÕkÕktÕr .
gönderdi. GÕyâseddin’in e÷itimini de kendi üstüne aldÕ. Bütün devlet hizmetleri
øki satÕr halinde yazÕlÕ olan medrese kitabesinin Türkçesi úöyledir: «Bu mubarek Pervâne tarafÕndan yürütülüyordu. Pervâne Mo÷ollarla olan ba÷larÕnÕ
medresenin yapÕlmasÕnÕ KÕlÕçarslan o÷lu, yüce sultan, sultanlar sultanÕ, din ve sa÷lamlaútÕrmak için 665(1265) yÕllarÕnda Keyhüsrev’in kÕz kardeúini Abaka’nÕn bir
dünyanÕn koruyucusu, fetihler sahibi Keyhüsrev (III. Keyhüsrev) zamanÕnda -Allah o÷luna aldÕrdÕ ve ayni yÕl içinde ortaya çÕkan Hatiro÷lu isyanÕna da bastÕrarak,
mülkünü dâim kÕla- 666(1267) yÕlÕ aylarÕnda (?), Allahu Teâlâ’nÕn rahmetini uman Hatiro÷lu ùerâfeddin’i öldürttü. ArtÕk görünürde ülkesinde bir sessizlik do÷du. Fakat
kul, Hüseyin o÷lu Sâhib Ali -Allah, onun sonlarÕnÕ iyi eyleye- emretti.» Metni bütün emirler ve devlet adamlarÕ Pervâne’nin kötülük yapmasÕndan korku ve telâú
aúa÷Õdaki gibidir: içindeydiler. Bundan dolayÕ pek çoklarÕ da MÕsÕr tarafÕna göç etmek zorunda
kaldÕlar. Tarihçiler zannederler ki, bunlar Bundukdar unvanÕyla tanÕnmÕú olan MÕsÕr
ϦϳΪϟϭ Ύϴ ϧΪϟ ΙΎϴϏ ϢψόϤϟ ϩΎθϨϫΎη Ϣψϋ ϻ ϥΎτϠδϟ ϡΎϳ ϰϓ ΔϛέΎΒϤϟ ΔγέΪϤϟ άϫ ΓέΎϤόΑήϣ (˺ SultanÕ Melikü’z-Zâhir Baybars’Õ Selçuklu ülkesine, daha do÷rusu Mo÷ollara karúÕ
ϥϼγέ ΞϠϛ ϦΑ ϭήδΨϴϛ Θϔϟ ϮΑ savaúmaya kÕúkÕrttÕlar. Bu göçmenler arasÕnda Pervâne’nin o÷lu Alâeddin Ali de
ϰϓ ΐϗϮϋ ௌ ϦδΣ ϦϴδΤϟ ϦΑ ϰϠϋ ΐΣΎμϟ ϰϟΎόΗ ௌΔϤΣέ ϰϟ ϰΟήϟΪΒόϟ ϪϜϠϣ ௌΪϠΧ (˻ bulundu÷undan, Baybars’Õn bu geliúini, Pervâne ile bulunan bir gizli antlaúmanÕn
ΔϳΎϤΘγ ϦϴΘγϭ ΔϨγ ΔϨγ έϮϬη sonucu oldu÷unu söyleyenler de vardÕr. Elbistan ovasÕnda iki ordu arasÕnda çÕkan
büyük çarpÕúmada Abaka yenilip, Sultan Baybars 17 Zilkâde 675(20 Nisan 1277)’de
Kayseri’yi aldÕ. Antlaúma gere÷ince, Pervâne Mo÷ollardan büsbütün ayrÕlarak,
Baybars’a katÕlacaktÕ Fakat, Abaka’dan korktu÷u için Keyhüsrev’in ailesini alarak,
236 Hüseyin Bey’in mezarÕ eskiden medrese kapÕsÕ önünde iken, buradan geçirilen østasyon Caddesi Tokat’a çekilmeyi do÷ru buldu. Bunun üzerine Baybars, Kayseri’de uzun süre
sebebiyle minare kâidesi dibine, mezar taúlarÕ ise minare kâidesine taúÕnmÕútÕr (K.G.). kalmayÕ uygun görmeyip, beú altÕ gün sonra ordusuyla Suriye’ye geri döndü. Abaka
237 AdÕ geçene ait mezar kitabesinden baúucunda bulunan kitabenin Türkçesi úöyledir: «BurasÕ, ise, u÷radÕ÷Õ bu yenilgi, o kadar içine iúlemiúti ki, Anadolu’da birkaç yüz bin
merhum, affedilmiú, hayÕr ve hasenat sahibi, Allahu Teâlâ’nÕn rahmetine muhtaç Kayseri (Aksaray?)
MirlivasÕ Sinan Bey o÷lu Hüseyin Bey’in kabridir. [Kitabenin aslÕndaki «türbe» kelimesini, Halil Edhem Müslüman öldürmek gibi, ürpertici bir durumla sinirlerini yatÕútÕrabildi. Hatta, bu
yanlÕú olarak, «kabir» úeklinde yazmÕútÕr}. Ayakucu kitabesinde ise: «Geçici dünyadan, sonsuz âleme yenilgiden dolayÕ Pervâne’ye de sorumluluk yükleyerek, soruúturmadan sonra,
242
Mubârek Ramazan 959 (a÷ustos 1552)’da göçtü.» Metin aúa÷Õdaki gibidir: Rebiyül evvel 676 (A÷ustos 1277) yÕlÕnda öldürttü .
( baú ucunda )
ϯήδϴϗ ˯Ϯϟ ήϴϣ ϰϟΎόΗ ௌΔϤΣέ ϰϟ ϚΑ ϥΎϨγ ϦΑ ϚΑ ϦϴδΣ ϥΎϨδΤϟϭ ΕήϴΨϟ ΐΣΎλ έϮϔϐϤϟ ϡϮΣήϤϟ ήΒϘϟ άϫ
( ayak ucunda )
241 Bugün çeúmenin bulundu÷u yerin yola gitmesi sebebiyle, çeúme medresenin giriú kapÕsÕnÕn sa÷Õna
ΔϳΎϤόδΗ ϭ ϦϴδϤΧ ϭ ϊδΗ ΔϨγ ϙέΎΒϤϟ ϥΎπϣέ ήϬη ϰϓ ΎϘΒϟέΩ ϰϟ ΎϨϔϟ έΩ Ϧϣ ϞϘΘϧ
238 Yerinde yaptÕ÷ÕmÕz incelemede bunun Hadîs-i ùerif oldu÷unu gördük. Türkçesi: «Allah katÕnda, kaldÕrÕlmÕútÕr(K.G.).
din ilminden daha faziletli hiçbir úey yoktur. ùeytana karúÕ bir tek din bilgini bin âbid (ibâdeteden) den 242 Pervâne Muineddin’in hayatÕ øçin TOEM’da yayÕnladÕ÷ÕmÕz makaleye (yÕl, 1333, s. 32)
daha çetindir. Her úeyin bir dire÷i vardÕr. Bu dinin dire÷i de din ilmidir. » (K.G.). bakÕlabilir. [AyrÕca bkz. Nejat Kaymaz, Pervâne Muîne’d-din Süleyman, Ankara, 1970. Sultan Baybars
239 Bugün, sözü edilen duvar ve evlerden eser yoktur (K.G.). ile ilgili bakÕnÕz: øbn ùeddad, Çev. M.ù. Yaltkaya, Baybars Tarihi, østanbul 1941 ve Faruk Sümer,
Yabanlu PazarÕ, østanbul 1985; Osman Turan, Selçuklular ZamanÕnda Türkiye, 537 vd.; Kemal Göde,
240 Bugün, Cumhuriyet MeydanÕ’na bakan ve odalarÕ iúyeri olarak kullanÕlan medrese, aslÕna uygun “MÕsÕr Türk SultanÕ Baybars’Õn Anadolu Seferi ve Kayseri’ye Geliúi”, E. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsi
bir úekilde onarÕlmÕútÕr (K.G.). Dergisi, S. 5, s. 83-98. (K.G.)].